Bulutların üstünde uçamayan insanın aklıyla yarattığı uçan makinasının içinde "Julia Cameron - Artist's Way" i okuyup haftalık ödevlerimi yapıyorum, içimdeki küçük artisti canlandırmaya çalışıyorum.Kitap tavsiyesi için Füsun'a, kitabı hediye ettiği için Şeyma'ya teşekkürler :)
Londra'dan dönüyorum, bir sürü yeni farkındalık cebimde. En önemlisi "sonuç odaklı olmak çok da matah bir şey değilmiş!"
İki gün boyunca bir sürü görüşmeler yaptım Londra'da, hepsi bir süreç içerisinde gelişecek ve uzun vadede güzel sonuçlar verecek ama benim kurumsal hayatta öğrendiğim sonuç odaklılık hemen bir netice almamı söylüyor, beni sıkıştırıyor. Onu dinlediğim zaman süreçten uzaklaşıyor ve sürecin tadını çıkaramıyorum. Başla ve bitir, peki arada olanlar?
Bu sabah erkenden Thames nehrinin kenarına oturdum ve sonuç odaklı olmanın bana kazandırdıkları ve kaybettirdiklerine bakarken bir kuğu geldi, yaklaştı, yaklaştı. O kadar güzel süzülüyordu ki suda... sakin ama gideceği yere doğru emin bir şekilde ilerliyordu. İşte o an dedim ki yavaşlayacağım, sabredeceğim. Eğer yine hızlanırsam, eğer yine andan koparsam bu kuğuyu hatırlayacağım, o benim yavaşlık simgem olacak.
Gerektiğinde tavşan, gerektiğinde kaplumbağa olmak. Bundan sonra farkında olarak ve seçerek bu rolleri oynayacağım. Sonuç odaklılığın yanında süreç odaklı da olacağım.
İyi geceler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder