29 Mart 2014 Cumartesi

Liderlik dediğin...

Dün ve bugün şirketin liderlik sempozyumuna katıldım. Liderlik sözcüğü zannedersem binlerce kez dile alındı ve tarif edildi... Herkesin bu konuda bir fikri var, bende bir tanım yapayım istedim, hadi hayırlısı...

Bence iyi lider;
1) Kendi bedeninin, zihninin ve ruhunun yani kendi vatanının farkında olan ve iyi yönetebilen bir insandır. Bunun için düzenli egzersiz ve pratik yapar; spor, meditasyon, sağlıklı beslenme, spiritüel beslenme, gibi... 

2) Umut yolunda yürüyen ve kendine umut veren insandır. Umut çok derin ve anlamlı bir kelime, düşünmenizi öneririm. Pozitife odaklanmayı unutun, umut edin ve umuda yolculuk yapın. 

3) Kendisi ile ilgili konuları kabul etmiş, onları birer sınav olarak görmüş, çözmüş ve tamlanmış bir insandır. 

4) Kendisi tamlandıktan sonra etrafını aydınlatmak için mum olan insandır. Mumdur, kendi etrafını aydınlatır. Dünyanın bütün sorunları ya da karanlık yerleri onun odağında değildir. O etrafını aydınlatmakta meşguldür, şefkatle aydınlatır, onun ışığı etrafındakileri rahatsız etmez onların gözünü yakmaz. 

5) Etrafını aydınlatırken, yanmaya hazır mumları görür ve onları yakar. Onları takdir eder bu vesile ile ve etrafındaki mumlar artar. Etki alanı büyür ve görüş açısı genişler. 

İşte benim liderlik tanımım bu.

Sevgiyle,
Mus

19 Mart 2014 Çarşamba

Sen hangi taraftasın?


Geçtiğimiz iki hafta sonu oğlum Deniz ile birlikte Star Wars serisini izledik. Onun ilk, benimse bu bilincimle ilk izleyişimdi... Altıncı filme, yani serinin son filmine (son filmi diyorum ama aslında üçüncü film, I - II ve III sonradan çekilmişti...) götürmek istiyorum sizi...

Luke Skywalker (resimdeki yeşil kılıcın sahibi) babası yani Darth Vader ile savaşıyor. Luke iyi tarafta, babası kötü tarafta ve İmparator da onların çarpışmasını izliyor. Luke, babası kötü tarafta olmasına rağmen onun içinde hala iyilik olduğunu hissediyor. Bunu babasına söylüyor ama babası kabul etmiyor. Çarpışma sonunda Luke babasının elini kesiyor ve galip geliyor. İmparator onu kötü tarafa davet ediyor ve babasının yerine geçmesini istiyor. Luke kesinlikle kabul etmiyor ve kötülüğün efendisi olan imparator Luke'a elektrik şoku gönderiyor, Luke ölmek üzere iken babası imparatoru alıp uzay boşluğuna fırlatıyor...

Bu sahneyi izledikten sonra şunlar geldi aklıma, sizlerle paylaşayım istedim...

1) illa bir taraf olman gerekiyorsa iyi tarafı seç: hepimiz bu hayata tertemiz geliyoruz, kötülük nedir bilmiyoruz. Bildiğimiz tek şey, anne sütü alıp beslenmek! Nasıl yetiştiriliyor isek, nasıl bir eko sistemde isek oranın özellikleri ile yoğruluyoruz. İyilik ve sevgi aslında içimizde hep var, onlara dokunma cesaretini göstermiyoruz sadece. Birisine kızdığınızı düşünelim, onun bebeklik halini düşünün, onun da bir ana kuzusu olduğu günleri, bu sayede onun içindeki iyiliği görebilir ve ona şefkat gösterebilirsiniz. Onda kötülüğü görürseniz, sizde kötü olursunuz. Hz. Mevlana oğlu Sultan Veled'e şöyle vasiyet etmiş "Bahaeddin; senin düşmanını sevmeni, düşmanının da seni sevmesini istersen, kırk gün onun hayrını ve iyiliğini söyle. O düşman senin dostun olur; çünkü gönülden dile yol olduğu gibi, dilden de gönüle yol vardır" 

2) baba-oğul kavgasını imparator kazanır: bugünlerde sıkça görüyoruz, kardeş kardeşi öldürüyor, ne için? filmde olduğu gibi imparatoru memnun etmek için... Babanın oğlunu, kardeşin kardeşini öldürmesi onlara yaramayacaktır, o olayı kullanacak olan ve ondan nemalanacak olanlara yarayacaktır.

3) Jedi öğretisi, Luke Skywalker'a kendini tanıması ve kendi gücünün farkına varması için yardımcı oluyor. Hangi öğretiyi alıyorsanız alın, iş sizde bitiyor. Güç içinizde, inanın ve onu dışarıya çıkarın.

Sevgiyle kalın, iyi geceler