26 Mayıs 2013 Pazar

Hafta sonu kaçamağı - deneyimlerim

Hafta sonu eşimle birlikte ikizleri almadan Sarıgerme'ye gittik. Daha önce Sarıgerme'ye gitmemiştik, burayı Dalaman havalimanına çok yakın diye tercih ettik. İyi ki de gitmişiz çünkü yeşil ile mavinin muhteşem buluşmasına tanıklık ettik :) Gitmemiş olan varsa kesin tavsiye ederim. Biz sevgili Gülden'in tavsiyesi ile Hilton Sarıgerme'de kalmak istedik fakat yer yoktu ve Club Robinson'a gittik. Alman turistlere hizmet eden bu tesis benim çok hoşuma gitti. Herşey kararında idi ve hiçbir abartı yoktu.

Sarıgerme çok güzeldi ama ben burada kendimdeki değişikliklerden ve öğrendiklerimi pratik etme çabalarımdan bahsetmek istiyorum. Bu iki günlük kısa tatil bana çok daha uzun geldi çünkü her anından keyif almak istedim ve keyfini çıkardım da. Aşağıda size pratik ettiklerimi aktarmaya çalışacağım, kimbilir belki sizler de benzer konularda çalışıyorsunuzdur...

An'da kalmak:
İlk pratik ettiğim konu an'da kalmak oldu. Ben çoğu zaman kendimi gelecekteki bir olayı yaşarken ya da kafamda gelecek ile ilgili senaryalor yazarken bulurum ve an'ı kaçırırım. İşte bu iki gün boyunca buna izin vermedim ve sadece o ana odaklandım. Ne yapıyorsam sadece o aktiviteye odaklandım, diğer düşüncelere gitmelerini söyledim. Bunu yapmak kolay olmadı, bir düşünce gidiyor diğeri geliyordu... bayağı bir zorlandım ve çoğu kez başarısız oldum ama denemeye devam ettim. İsteyince oluyor, çok pratik ettim ve başarılı olduğum zamanlar oldu :) Pratik etmeye devam ediyorum :)

Dinlemek:
Etrafımdaki seslere kulak verdim; dalga sesleri, kuş sesleri, rüzgarın ve ağaçların sesleri... Onları oldukları gibi aldım, hiç bir yorum katmadan sadece sesleri... bu bana çok keyif verdi, hamağa uzandım, gözlerimi kapattım ve defalarca bunu pratik ettim. Çok dinlendirici bir aktivite oldu benim için.

Görmek:
Etrafıma sadece bakmadım, görmeye çalıştım. Nar çiçeği gördüm, onun rengine bayıldım, yol kenarında idi, biz taksideydik ama yine de gördüm. Normalde ben sadece bakar geçerdim ama bu kez öyle olmadı. Nar çiçeği rengini bilirdim ama doğadaki hali çok daha güzelmiş. Bir de resimdeki yaramaz kertenkele ve birkaç arkadaşını gördüm, kendimi o an orada hissettim. Çok iyi geldi bu duygu bana.

Kendimle kalmak:
Hamağa uzanıp gözlerimi kapattım ve kendimi dış dünyadan gelen herşeye kapatmaya çalıştım, sadece kendimle kalıp kendimi dinlemek için. Bu pratik bana biraz büyük geldi, defalarca denememe rağmen başaramadım ama bu konuda çalışmak istiyorum, önerisi olan varsa seve seve dinlerim.

Derin nefes: 
Defalarca derin nefes alıp verdim, temiz deniz havasını vücudumun birçek uzvuna gönderdim ve bana inanılmaz zindelik verdi.

İşte bu bireysel aktiviteler ve eşimle birlikte yaptıklarımız birleşince kısa ama tadında bir hafta sonu kaçamağına dönüştü. Yazın bunaltıcı sıcakları başlamadan herkese tavsiye ederim.

Sevgiler

17 Mayıs 2013 Cuma

Hayat bir oyunsa işte kuralları



Sevgili Ali bu yazıyı mail ile paylaşmıştı. Bu yazı Cherie Carter-Scott'un "Hayat Bir Oyunsa İşte Kuralları" adlı kitabından alıntı. Ben çok etkilendim bu yazıdan ve blog'umda paylaşmak istedim. Neden çok etkilendim? Çünkü her bir maddede kendimle ilgili çalıştığım veya çalışmak istediğim bir konu buldum. Belki sizde her maddeyi okuduktan sonra kendinizi dinleyebilirsiniz ve okuduğunuzda içinizdeki ses / duygunun size ne söylediğini bir yerlere not edebilirsiniz.
Keyifli okumalar, Sevgiler
Doğarken dünyaya bir kullanma kılavuzu ile gelmediniz; aşağıdaki kurallar yaşamınızı daha iyi kılmak içindir.  
1. Size bir vücut verilecektir. Onu beğenebilir ya da ondan nefret edebilirsiniz ancak kesin olan bir şey varsa o da ömrünüzün geri kalanı boyunca ona sahip olacağınızdır.
2. Dersler öğreneceksiniz. "Yeryüzünde Yaşam" isimli tam zamanlı  gayrı resmi bir okula kaydoluyorsunuz. Her kişi veya her olay birer Evrensel Öğretmen'dir..
3. Hatalar yoktur yalnızca dersler vardır. Büyümek bir deneyim sürecidir. "Başarı" kadar "yenilgiler" de bu sürecin bir parçasıdır.

4. Bir ders öğrenilene kadar tekrar edilir. Bu ders
ta ki siz  öğrenene kadar size çeşitli biçimlerde anlatılır -- ancak ondan sonra  bir sonraki derse geçebilirsiniz..

5. Eğer kolay dersleri öğrenemezseniz bu dersler giderek zorlaşırlar. Dışsal sorunlar içsel durumunuzun kesin bir yansımasıdır. İçsel engelleri ortadan kaldırdığınız zaman dış dünyanız değişir. Acı
evrenin sizin dikkatinizi çekme şeklidir.

6. Davranışlarınız değiştiği zaman bir dersi öğrenmiş olduğunuzu anlarsınız.. Bilgelik egzersizdir. Bir şeyin bir parçası
hiç bir şeyin bir çoğundan daha iyidir.

7. "Bura" dan daha iyi bir "orası"yoktur. "Orası" dediğiniz yer "burası" olduğu zaman gene "bura"ya kıyasla daha iyiymiş gibi görünen bir "orası" olacaktır.

8. Diğer insanlar yalnızca sizin aynanızdırlar. Diğer bir kişinin bir  yönü sizin kendinizde sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz bir yönünüzü yansıtmadıkça onu sevmeniz ya da ondan nefret etmeniz mümkün değildir.

9. Yaşamınız size bağlıdır. Yaşam size tuvali sunar
resmi siz yaparsınız . Yaşamınıza sahip çıkın -- yoksa başkası sahip çıkacaktır.

10. Daima ne isterseniz onu alırsınız. Bilinçaltınız kendinize  çektiğiniz enerjileri
deneyimleri ve insanları doğrulukla belirler dolayısıyla ne istediğinizi bilmenin en güvenilir yolu neye sahip olduğunuzu görebilmektir. Kurbanlar yoktur yalnızca öğrenciler vardır.

11. Doğru ya da yanlış yoktur
ama sonuçlar vardır. Ahlaki yaklaşımların faydası olmaz. Yargılamalar ise yalnızca davranış kalıplarını korumak içindir. Yalnızca yapabildiğinizin en iyisini yapın.

12. Cevaplar kendi içinizdedir. Çocukların başkalarının rehberliğine ihtiyacı vardır; bizler ise olgunlaştıkça "Ruhun Yasaları"nın yazılı olduğu kalbimize güveniriz. Bildikleriniz duyduklarınızdan
okuduklarınızdan ya da size söylenenlerden çok daha fazladır. Yapmanız gereken yegâne şey bakmak
dinlemek ve güvenmektir.

13. Doğduğunuzda bunların hepsini unutacaksınız. Ne zaman arzu ederseniz hatırlayabilirsiniz.

9 Mayıs 2013 Perşembe

Dubai Seyahati - ipuçları


Ben işim gereği Dubai'ye çok seyahat ediyorum, son seyahatimde Dubai'deki meslekdaşım seyahatlerin ile ilgili de blog yazmalısın dedi, ben de düşündüm ve hak verdim. Amacım bir gezi programı sunmak değil, Dubai'ye seyahat edecek kişilere küçük ip uçları verebilmek.

Öncelikle seyahatinizi planlarken bilmeniz gereken bir nokta T.C. vatandaşlarının Dubai için vize alması gerekiyor. Vizeyi almak için birkaç yol var;
  1. THY yolları ile uçacak iseniz, THY online vize alabilirsiniz. THY'nin internet sitesine gerekli evrakları taratıp yüklüyorsunuz ve ıslak imzalı dökümanı da THY Şişli ofisine kargo ya da kurye ile göndermek gerekiyor.
  2. Emirates ile uçacaksanız Emirates sizin adınıza vize alabiliyor. 
  3. Dubai'de kalacağınız otel size vize alabiliyor, ben bu yöntemi tercih ediyorum ve çok hızlı bir şekilde alabiliyorum, tavsiye ederim.
  4. Dubai'ye vardığınızda vize alabilirsiniz ( bu yöntemi kesinlikle tavsiye etmem çok beklemek zorunda kalıyorsunuz)
Hangi havayolu ile uçalım derseniz, ben THY derim. Bildiğiniz gibi THY Türkiye'nin yükselen markası ve ben de bu konuda biraz milliyetçi olup sürekli THY ile uçuyorum. Rakibi Emirates uçak ve koltuk mesafeleri olarak daha iyi imkanlar sağlasa da ben THY diyorum. Bunun yanında Fly Dubai, Pegasus, Etihad gibi alternatifler de mevcut.

Dubai havalimanına indikten sonra uzun bir pasaport kuyruğu ile karşılaşmanız muhtemeldir, çünkü hem pasaport - vize kontrolü hem de göz taraması (iris scan) yapılıyor. Bu kuyruktan kurtulmak isterseniz karşılama hizmeti veren bir firmadan "fast track" almanız gerekir. Ben Marhaba Services kullanıyorum, uçuşa 24 saat kalana kadar internetten hizmeti satın alabiliyorsunuz ( https://www.marhabaservices.com ). Bu hizmetin maliyeti 90AED yani yaklaşık 45TL, AED ile TL'yi 2/1 gibi düşünebilirsiniz. Yani 2 dirham 1 lira gibi. Eğer fast track'i önceden sipariş etmeyi unutursanız sorun değil 2 katı para alıp yine de bu hizmeti sunuyorlar.

Havayolu'na karar verdikten sonra otel konusu var. Dubai'de bir çok otel var, sehayat nedeninize göre bir yer seçebilirsiniz. Örneğin ben iş için geliyorum buraya, işyeri havalimanındaki serbest bölgede dolayısıyla ben havalimanına çok yakın bir hotel olan Rihab Rotana'da kalıyorum. Küçük ama iş seyahatleri için uygun bir yer. Havalimanına yakın Novotel, Ibis, Le Meridien, Dubai International Airport gibi birçok otel var. Eğer Marina ya da Jumeirah Beach civarında bir yer bakıyorsanız orada kaldığım otel Grand Habtoor ve gerçekten çok iyi bir otel.

Peki Dubai'de ne yapalım derseniz, geleceğiniz zamana göre alternatifler değişebilir. Haziran - Eylül aylarında geliyorsanız alışveriş merkezlerinde vakit geçirmenizi öneririm çünkü hava çok sıcak. Alışveriş merkezlerinin girişlerinde kıyafetler ile ilgili bilgiler var; bayanların kısa şort ya da etek ve kolsuz giymeleri istenmiyor. Diğer zamanlarda Çöl Safari turuna katılabilirsiniz. Çölde 4x4 araçlarla bir tur ve arkasından bir vahada yemek yiyebilirsiniz. Marina, Jumeira Beach, Palm gibi yerlerde turlayabilirsiniz. Burj Kalifa'ya (dünyanın en yüksek binası) çıkabilirsiniz, Burj Al Arab'ı ziyaret edebilirsiniz... Gittiğiniz yerlerde otellerin restaurant ya da barlarında birşeyler yiyip içebilirsiniz, oteller diyorum çünkü alkol almak isterseniz otel restoran ya da barlarında içebilirsiniz.

 Dubai çölün ortasına yapılan binalardan oluştuğu ve bir geçmişi olmadığı için bana biraz ruhsuz geliyor o yüzden ben iş yerinde takılıp sonra arkadaşlar ile yemeğe gidiyorum, benim favori restoranım Dubai Mall'daki Al Hallab. Lübnan mutfağını çok iyi sunan bu restoranı tavsiye ederim, balkonda oturma şansınız olur ise Burj Kalifa'yı ve su fıskiye gösterilerini izleyebilirsiniz.

Dubai'de hafta sonu günleri Cuma ve Cumartesi, bu yüzden özellikle Perşembe ve Cuma akşamları çok kalabalık oluyor heryer. Bir mall'a giderseniz mall'un kapanma saatine yakın çıkmanızı tavsiye etmem, inanılmaz kalabalık oluyor ve çok taksi beklemek zorunda kalıyorsunuz. Ben geçen gittiğimde, perşembe akşamı Dubai Mall'de yaklaşık 1 saat taksi kuyruğu bekledim. Taksi demişken şunu da belirteyim, taksi şöförleri hep yabancı, yabancı dilleri iyi olmayanlar olabiliyor, gideceğiniz yeri anlayıp anlamadığını muhakkak kontrol edin.

Benden bu kadar, yorumlar ekleyerek deneyimlerinizi aktarabilirsiniz.

Dubai'den sevgiler

NOT: Sevgili Belin'den aldığım mesaj ile güncelleme yaptım, teşekkürler Belin :)

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Topluluk önünde konuşma korkusu

Bugün bir makale okudum, makale şöyle başlıyordu:  Your palms are sweaty. You stumble over your words. You don't seem to be getting a clear message across. You look around the table — everyone is more senior than you — both in age and title. You wonder if you'll ever be taken seriously. Sound familiar? If so, you are among many who experience what we call the "grey hair complex." 

Makaleyi okuduktan sonra LinkedIn'den paylaştım, paylaşırken "ben bunun çaresini buldum, bloğuma yapacağım dedim" ve şimdi yazıyorum. Koçluk programında bu benim üzerinde çalıştığım bir konu; bir sunuş ya da konuşma yapacağım zaman çok heyecanlanıyor, kaygım artıyor ve konuşmanın ilk 15-20 saniyesi sesim titriyordu. Benim konum sadece gri saçlılardan değil kim olur ise olsun topluluk önünde konuşma korkusu idi. Bu konunun nereden kaynaklanabileceğine baktığımda bir kaç şey buldum;

1) Materyal olarak toplantılara çok iyi hazırlanıyordum ama mental olarak hazırlanmıyordum. Kafamdan o insanların benim kıyafetime, saçıma başıma, mimik ya da hareketlerime bakacaklarını ve sanki beni değerlendireceklerini geçiriyordum. Halbuki odak sunuş idi, dinleyiciler gibi benimde sunuşa odaklanmam ve o anda sunuşu aktarmam gerekiyordu. Sunuştan önce sunuş sırasında insanların beni nasıl değerlendirecekleri ve benim hakkımda ne düşüneceklerini düşünmek beni an'dan ve şovumdan alıkoyuyordu. Şimdi o an gelecek ve ben en iyi şovumu yapacağım diye düşünüyorum ve gereksiz düşünceleri gönderiyorum. 

2) Sunuş ya da konuşma yapacağım ortamı kendime göre hazırlayacak bir ritüel geliştirdim, bu ritüeli geliştirirken sevgili Zeynep'i örnek aldım, teşekkürler Zeynep :)

3) Eğer ortam uygun ise sunuş ya da toplantı başlamadan önce müzik dinletisi iyi geliyor hem bana hem de o sunuşa katılanlara.

İşte benim çalıştığım ve işe yarayan konular bunlar oldu, umarım sizlere de fikir verir yazdıklarım..

Dubai'den sevgiler.