17 Eylül 2015 Perşembe

Bir garip hayal hali!

Yazmak lazım, her an'ı yazmak lazım. Aktarmak kağıda ya da teknolojik kağıtlara... Yazmak lazım, unutmadan tarihe not düşmek...
Tahran Imam Humeyni havalimanındayız iş yerinden arkadaşlar ile; hayali dünyamızda, insanlardan kopuk, business class salonlarında takılıyoruz. İnsana uzak, insandan uzak bir halde, olmayan hayali sohbetler! Buysa olmam gereken yer, burdayım! Burdayım ve her türlü öğrenime açığım! 

9 Eylül 2015 Çarşamba

Ben insan(e)ım!

Rahatsızım olanlardan! Uzaktan izlediğim ülkemde olanlardan, çevremde olanlardan. Bu olanlar ben miyim, yoksa onların yüzleri mi? Benim aynam mı onların mı? Bilmiyorum, bilemedim. Dün akşam bir yabancı arkadaş garson bayana el ile tacizde bulundu! Onun yaptığı, onca komik olan oyuna, erkeklerin uçkur düşkünlüğüne ne demeli? Bunu ben yapmazdım, yapmam ve yapmayacağım da! Ama sadece benim yapmamam değil, belki bir sonraki aşamada yapanları da uyarmak, engellemek gerekiyor belki de! Kınamadan, üzmeden, kazanarak, birleştirerek ve severek! 

Ülkemde olanlar! Sağ duyulu aklı selim kişilerin çıkıp herkesin karşısında nesaj vermesi gerekmez mi? Benim hocam olan insanlar susmaya karar verdi. Birilerinin konuşması lazım. 

Gözümüzün önünde markalar, ürünler, servisler! Onları geçip arkalarında olup bitenleri görmüyoruz! Bırak görmeyi, görmek için bakmıyoruz bile! Gerçekte ne var? Neler oluyor ve biz ne duyuyoruz? Son günlerde kaç şehit verdiğimizi bilmiyoruz diye paylaşımlar var. Sadece o mu? Bizim gözümüzü boyayan medya + pazarlama dehaları var. Arka tarafı görmemizi engelleyen. 

Peki ne zaman değişti bu? Bir kaç ay önce aynı değil miydi? Ya da bir kaç yıl önce? Tabii ki aynıydı! Peki be değişti? 

Yaşanılan acılar, benim sokağıma kadar gelen terör, yanan arabalar, vs. beni farklı bakmaya itti. Yani olanlardan korkar hale geldim ben ve benim gibiler! 3. Sayfa haberlerinde olan şeyler artık benim de başıma gelebilirdi. 
Korku-panik-psikolojik gerilim ve sistemi besler bir hale geldim! 
Korku-panik-Facebook paylaşımları-kin kusmalar
Korku-panik-Twitter paylaşımları-kin kusmaya devamlar
Korku-panik-ilişkileri koparmalar
Korku-panik-ne yapacağını bilememeler

Ey benim gibi olan kardeşim; iyi para kazanan, mortgage ile geleceğini satan, acaba İspanya'dan bir ev alıp EU vatandaşlığına geçer miyim diye düşünenler! Konu sen değilsin! Kendini kurtarmak değil konu! Konu bilinçle topyekün kurtulmak! Sevgi ile birbirine kenetlenme ile ortak akıl ile kurtulma. 

Ama bunu ben yapamam, sevgi saçmalıklarına inanmıyorum diyorsun. Olabilir, inanma ama dene! Korkuyu besleme, korku ile ilgili bir düşünce gelince "ben bu düşünceyi satın almıyorum" de. Kalma o düşüncede, derinleşme. Onun yerine iyilik yapmak için girişimde bulun. Git, sokakta mendil satan çocuk ile konuş. Konuşmasan da 5TL ver ve bir mendil al. Sokağında çöplerden beslenen kimler var bak bakalım. Araba ike gezme bugün, yürüyerek geç sokağından. Camını yıkamaya çalışan çocuğa bugün müsaade et. Sadece para isteyen dilenciye para ver. Sana ettiği duaları duy, yüzündeki sevinci, gülümsemeyi gör; bak ve gör. Bunu yapabilirsin, bu senin doğan! At maskeleri, doğduğun gibi ol; saf, mis gibi kokan bebek ol yine. Yani olduğun gibi ol! Sen hiç değişmedin, unutma. Çık bu oyunun içinden. Aynı bebekken yaptığın gibi, insanları izle ve bildiklerini unut; sadece izle ve öğren! Vicdanın ile muhakeme et, sevmediklerini bırak, taklit et ve öğren! Zihninle değil, vicdanın ile. 

Hadi bugün farklı bir şey yap. Izleme haberleri, sadece insana odaklan. Hepimizin bebek olduğunu ve birilerini taklit ederek öğrendiğini unutma. Evet aslında hepimiz masumuz. Kimseyi suçlama, sadece bebek olmaya çağır herkesi, bak nasıl değişecek dünya! 

Sevgiler
Mus

1 Eylül 2015 Salı

Dünya barış günü

Bugün dünya barış günü. 
Barış ne demek? Nasıl barış olunur? Nasıl barış içinde yaşanır? Bu topraklarda malesef barış örneğini çok göremiyoruz; öldürülen çocuklar, umut yolculuğunda yitirilen aileler, diktatörlerin halklarını düşman görmesi... Peki sadece bu topraklarda mı? Hayır malesef her yerde benzer görüntüler var. Nedir bu barış için gereken ortam? Uzaya gidip yeni bir gezegende tekrar mı denesek acaba? Orada barış sağlayabilir miyiz ki? 
Yok olmaz abi, orda da olmaz ! 
Herkes başkasının barışı ile ilgileniyor, başkasından barış bekliyor. Sen barış içinde yaşıyor musun? Hayatına giren herşey ve herkes ile barış içinde misin? Yediklerinle, yaptıklarınla, işinle, kilonla, aynada gördüğünle, hastalıklarınla, yaranla, sancıyla yaptığın kakanla, ... Sen hepsiyle barış içinde misin? 
Peki ya ben? Burda atıp tutuyorum, ben barış içinde miyim? 
Herkesin kendisi ile barış içinde yaşadığı bir toplum hayal edin, nasıl olurdu? 
Hepimiz şapkayı önümüze koyup düşünelim, kendimiz ile barışalım.
Sevgiler 
Mus