11 Ağustos 2014 Pazartesi

Sanal tribün

Eskiden tuttuğum takımın kombine biletini alır, maçları tribünden izlerdim. Maçları canlı izlemek müthiş keyif verir ama tribünde bulunmak da bir o kadar sinirlendirirdi beni! Kendi seyircilerimiz bizim üstümüze çekirdek kabuğu, su şişesi atardı, tükürürdü! Karşı takımın seyircisi, takım oyuncuları, onların yöneticilerinin yedi sülalesi anılırdı! Bu ortam beni iyice gerdi ve artık yeter dedim, gitmedim bir daha maça. Digiturk'den takip ediyorum maçları... 

Dün malum seçim vardı ve Facebook denilen sosyal medya aracının nasıl sanal tribün haline getirildiğini gözlemledim. A görüşünü destekleyenler "yenilmeye doymadınız" tarzında söylemlerde bulunup karşı takıma yükleniyordu. B görüşünü benimseyenler ise hem karşı takıma"cahil cühela" tarzında söylemlerde bulunuyor, hem de kendi takım seyircilerinin "plajsever, vatan haini..." ilan ediyordu. 

Biraz şaşırdım, biraz üzüldüm. Iyi tarafı şu oldu, bende bir farkındalık yarattı bu durum; bu sanal tribüne gidip gelmeye devam edecek miyim diye sordum kendi kendime. Evet! Özellikle kişisel gelişim paylaşımları, üye olduğum gruplar, sayfalar beni besliyor ve bu sanal tribüne gelip gideceğim. Gelirken yanımda hep kulak tıkacı olacak; maçı izleyeceğim ama tezahüratları duymayacağım. 

Sevgiyle
Mus