9 Temmuz 2015 Perşembe

Karşılıksız Sevgi üstüne saçmalamalar

Özellikle sabahları kendi kendime konuşmayı çok severim. Bu sabah da traş olurken kendi kendime konuşmaya başladım.   Hayatıma giren birkaç kişi geldi aklıma, bazılarına kızgınlık, bazılarını sevgi ile andım. Aslında o kişiler yoktu, onları hiç tanımamıştım; onlar benim o anki yansımalarımdı.

 

Her zaman uğraştığım konular ve sınavlarım oluyor, bunları yaşarken o konu ile ilgili birileri giriyor hayatıma. Ben kendimi görüyorum onlarda, ne yaşanırsa yaşanıyor ve ben sanki karşımdaki yaşıyormuş gibi izliyorum! Aslında öyle olmuyor, karşımdaki değil ben yaşıyorum ne yaşanıyorsa. Benim algım karşımdakini yaratıyor. Bu süreçte karşımdakine kızmıyorum aslında kendime kızıyorum ya da karşımdakini sevmiyorum kendimi seviyorum. Konu karşı tarafın değil benim, aynadaki benim! 

 

Bunları düşünürken peki ya "karşılıksız sevgi nasıl oluyor?" diye sordum kendi kendime. Her halimi kabul edip kendime sıkı sıkı sarılıp her halimi sevdiğim zaman karşılıksız seviyorum diyebilirim. Burada biliyorum ki ak sütten çıkmış ak kaşık değilim ama şunu biliyorum ki ne yaşanması gerekiyorsa yaşanıyor ve ben de rolümü oynuyorum ve bana verilen görevi yerine getiriyorum, ikiliği düşünmeden "her işte bir hayır vardır" düşüncesi ile. 

 

Peki bunu sürdürebilmek mümkün mü diyorum (zihnim hemen geleceğe gidiyor!). Neyi niye sürdürülebilir mi diye düşüneyim ki, şu anda bunu yapmak yeterli. Kendi bataklığımda, kendimin farkında olarak anları yaşamaya devam. 

 

Sevgiler,

Mus

3 Temmuz 2015 Cuma

Nijerya Seyahati - tecrübelerim

Lagos'da bir etkinlik olacağını duyduğumda çok heyecanlanmıştım; yeni bir yer görmek, yeni insanlarla tanışma fırsatı bulacaktım. Bu sevincim çok uzun sür(e)medi, çünkü kime Lagos'a gideceğim desem bana bir sürü olumsuz şey söylemeye başladı... Bir de üzerine bizim merkezi birimden gelen mektup eklenince tam oldu; mektupta şirket çalışanlarının neleri yapması, neleri yapmaması gerektiği yazıyordu:
- Gece uçuşu yapmayın; Türk Havayolları yerel saatle 21:00'de iniyor :(
- Havalimanında terminal içinden karşılama yapılacak, zırhlı araç ve güvenlik eşliğinde otele götürüleceksiniz; adam kaçırma, terör, bombalama tehditleri var...
- Gitmeden Sarı Humma aşısı yaptırın
- Sıtma ilacı kullanın
- Sineğe karşı sinek kovucu ilaçlar sürün
- ...
gitme daha iyi :) ama bunlar beni durduramadı :)

Nijerya için vizeye ihtiyacınız var : http://nijeryavizesi.com/

Eğer daha önce yaptırmadıysanız sarı humma aşısı yaptırıp, aşı kartı almanız gerekiyor, aynı zamanda Hudut sağlığı birimindeki doktor size sıtma ilacı verecek; gitmeden iki gün önce başlamalı, Nijerya'da iken ve döndükten sonra 7 gün daha kullanmalısınız. http://www.hssgm.gov.tr/menu/iletisim/iletisim.aspx

Türk Havayolları her gün Lagos'a uçuyor, uçuş yaklaşık 7 saat sürüyor.

Ben Lagos'a indiğimde, daha önce öğretildiği üzere Ebola kontrolünden geçtikten sonra beni karşılayacak kişiyi beklemye başladım fakat gelen giden yoktu. Cep telefonumdan sorumlu kişiyi aramaya çalıştım ama malesef telefon arama yapmıyordu. Kısa süreli bir panik yaşadım! Farklı GSM operatörü seçtim ama olmadı! Gelen giden yoktu, hmmm şimdi ne yapacağım diye düşünmeye başladım. Nijerya'nın genel müdürü arkadaşım olduğu için onun telefonu da var bende, onu aradım ve ikinci aramada düştü telefon, havalara uçtum :) Bekleme, pasaport kontrolünden geç dedi, ben görevliyi bagaj alıma göndereceğim dedi. Ona güvendim ve pasaport kontrolünden geçtim, o arada Bosch t-shirt'ü giyen bir adam gördüm ve oh be kurtuldum diye dşündüm :)

Bagaj alım alanında Türkiye'den gelenler sinkov'ları sürmeye başladılar. Ben, görevli ile birlikte diğer ülkelerden gelen meslekdaşları beklemek üzere bekleme alanına gittim. Ordan yandaki resmi çektim, ordaki yeşil tabela dikkatimi çekti, şöyle yazıyordu: Yangın veya Bomba alarmında diplomatik araç park yerinde toplanınız. Bomba alarmı? güzel :)

Portekiz'den gelen 2 arkadaş vardı, onlarla birlikte dışarı çıktık. Acayip bir nemli bir hava vardı. 3 Görevli ve 3 yolcu olmak üzere 6 kişiydik. 2 Toyota Corolla ile yola çıktık, yollar kötü bir asfalt ve şerit çizgileri yoktu, olsa da neye yarar! Burada araç kullanmak ciddi bir cesaret ister, hani Türkiye'de zor ama burda neredeyse kural yok!

Inter Continental Hotel'e vardığımızda bir rahatlama oldu, eve gelmiş gibi oldum :)

Ertesi sabah otel odasından yandaki resimi çektim, otel penceresinden çok modern bir şehir gibi görünüyor Lagos. Lagos'da 21 Milyon kişi yaşıyor ve çok büyük bir şehir, bizim kaldığımız yer Victoria Island, en lüks yerleşim alanı.

Bizim etkinlik otelde yapılacaktı ama biz Lagos ofisi görmek ve oradaki meslekdaşlar ile tanışmak istiyorduk ve bu yüzden 4-5 kişi ofise gittik. Benim için bu önemliydi çünkü bu ofisi benim ekibim hazırladı :)

Lagos'da inanılmaz bir trafik var. İstanbul'daki trafiğe göre daha kötü olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden tuk-tuk'lar çok işe yarıyor, küçük ve kıvrak :)

Bizim ofis Ikeja denilen güvenli bir bölgede. Ofise ulaştığımızda gördüm ki nereye gidersem gideyim Bosch ofisleri hep birbirine benziyor. Kendimizi evde hissetmemiz için :)





Bu resmi ofis penceresinden çektim, görüldüğü gibi elinde tüfek olan bir insan var. Lagos'da bir çok asker / polis / güvenlik görevlisi var ve silahlılar, tabii ki bizim ofisin bahçesinde de...








Her saatte trafik var Lagos'da:



















Ofisten dönerken araçtan birkaç fotoğraf çektim. Yandaki fotoğrafta bir satış tezgahı var, satıcı kadın uyuyor.










Yol kenarındaki butik.












Piliç çevirme :)













Nijerya'da elektrik ciddi bir problem. Elektrikler sürekli kesiliyor ve otellerde, ofislerde sürekli jeneratör kullanıyor. Tabii ki elektrik olmayan alanlar da var, bu yüzden bir çok yerde jeneratörler görebiliyorsunuz. Burda da bir atölye var, jeneratör satış / tamiri yapıyor.






Lagos'da acayip yüksek nem oranı var ve benim orada olduğum 4 gün bir yağmur yağdı, bir güneş açtı. Bunaltıcı bir nem vardı!














Etkinlik sonrasında havalimanına gitmek üzere hazırlandık; 2 minibüs dolusu Bosch çalışanı, bir askeri araç ile yola çıktık. Yoğun trafiğin arasında sürekli sirenleri öten askeri araç bize yol açıyor ve bizi koruyordu. Tüfek taşıyan asker ara ara iniyor, araçları yolu açmaları için tehdit ediyordu. Bu sahne beni çok rahatsız etti, Türkiye'de siyasiler yolu kapatıyor, üstünlük sağlıyor diye eleştirirken şimdi ben böyle bir servis alıyordum!

Afrika günümüz büyük güçleri için son fırsat, o yüzden herkes Afrika'da; Çinlisi, Hintlisi, Almanı, Amerikalısı... Herkes bu kıtadan pay kapmak peşinde; stratejik planlar, ofisler, üretim alanları... En fazla 50 yılda buradaki ülkeler ve ekonomiler de iyi bir seviyeye gelecek veeeee sonra? Ya başa geri döneceğiz, ya da dünyayı terkedeceğiz. 

Genel olarak bir güvenlik ve sağlık problemi yaşamadığım için şükür ediyorum :) Oralara gidecek olan olur ise, her zaman tecrübelerimi paylaşabilirim.

sevgiler
Mus