27 Kasım 2013 Çarşamba

Şifacı ile tanışma

Saat gecenin ikisi... Kime göre? Denizde seyretmekte olan bir insan için limanda ayarlanmış saat doğru ise, gece saatin ikisi... İşin kötü tarafı denizin ortasında tabii ki telefon çekmiyor. Halbuki hiç elimden düşürmezdim telefonumu, uyanık olduğum zamanlarda elimde, uyuduğum zamanlarda baş ucumda idi, onsuz bir hayat düşünülemezdi. Keskin cümleler... Demek ki herşey olabiliyormuş...

Bu saatte uyanmam aslında, biraz midem rahatsız, aynı kurumsal hayattaki günlerim gibi, çağımızın hastalığı reflü! Evet Mustafa Bey reflünüz var, nedeni stres... Herşeyin nedeni stressssss... Buna inanmazdım ama bu gemiye bindiğimden beri doğru olabileceğini düşünüyorum... Evet evet, burda beynim daha az oyun oynuyor benle :)

Peki ne oldu da reflü, diş gıcırdatma, diş sıkma gibi rahatsızlıklar gitti? Çok basit şifacım sağolsun... Şifacı mı? Ne diyorsun? Yeni birisimi var gemide benim tanımadığım? Evet, adı şifacı...

Geçenlerde tanıştım kendisiyle, ihtiyacın olan bütün güç senin içinde dedi. Güç sensin, şifacı sensin! Yapman gereken... Dur biraz dur, benim mantığım almıyor bunu... Nasıl yani, ne şifacısı? Ne yapabilirsin ki sen? 

Sevgili beynim, beni sevdiğini ve oyunları sevdiğini biliyorum, o kadar çok oyuna gebesin ki seni takip etmekte zorlanıyorum... Çok rica etsem kısa bir ara verebilir misin? 

Daha değil, buna hazır değilim... Daha sonra belki... Bu kadarı fazla...

2 yorum:

  1. Takip etmekte biz okuyucular da zaman zaman zorlanıyoruz Mustafa ancak gelişmeleri de heyecanla bekliyoruz:)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Füsun'cum,
    İç yolculuğumda karşılaştığım iç benlikleri yazıya aktarmak kolay olamayabiliyor. Bazen beynim anlamlandırıp kelimelere dökemiyor. Bu geri bildirim önemli benim için teşekkürler. Sevgiler

    YanıtlaSil