tag:blogger.com,1999:blog-89349747510234952352024-03-13T21:16:16.935+03:00Söyleyemediklerim vardı, artık söylüyorum!Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.comBlogger98125tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-16585213572427998552017-12-31T17:10:00.000+03:002017-12-31T17:10:23.700+03:002017'e bakışDeğişik bir yıl oldu bu yıl; alışılmışın dışında!<br />
<br />
Çok kez sahneye çıktım, bir çok alkış aldım ve çok mutlu oldum!<br />
<br />
İnsanlara dokunmaktı mottom, bir çok insana dokundum, özellikle gençlere ve dilimin döndüğünce onlara geleceği anlattım, nasıl hazırlanacağımızı konuştuk!<br />
<br />
Başarılı bir yıldı diyecekken son çeyrek pek de öyle olmadı. En çok güvendiğim ve otonom olması için çalıştığım yerden, ekibimden darbe yedim. Hep dışarıda olup, dışarıda insanlara dokunmayı yapmış olmama rağmen ekibimi ihmal etmiştim ve onlar da tepki gösterdi... Benden şikayetleri vardı, bu beni üzdü yıktı, yıktı, yıktı!Henüz toparlanabilmiş değilim, henüz rahat olamadım... hayat böyle; inişleri çıkışları var deriz ya hep, ben galiba hep çıkış yaşamışım ve bu iniş bana çok ağır geldi. Böyle bir durumda ne yapacağımı bilemiyordum, destek almaya başladım; bir dostumdan Can'ımdan! Bir yola çıktık, uzun bir yol, etiket koymadan başarı / başarısızlık demeden yürüyorum.<br />
<br />
Hep dijitalleşmeyi anlattım bu yıl, "disconnect" olamadan, çok ama çok yoruldum. 16/17 saat çalıştım, 170 bin mil uçtum, gerçekten çok yoruldum. Bir çok şey geldi başıma yurtdışında, havalimanlarında... Yol hikayeleri yazacağım yakında... Ama en komiği Viyana'da bir otelde beni ber kenenin ısırması idi!!! Dinlenmek için bir kaç günüm var önümde. Dinlenmeyi unutmuşum, yerimde duramıyorum...<br />
<br />
Şimdi sevdiğim Ahmet Kaya şarkılarını dinliyorum, evin deniz gören köşesinde güneşin denizin üstündeki dansı izliyorum.<br />
<br />
2018, 2017'den daha yoğn geçecek biliyorum, 40lı yaşlarımın ortalarına kadar koşmaya devam edeceğim, sonrası daha rahat geçecek!<br />
<br />
2017'in en dramatik olayı bel ameliyatım ve sonrasında koşmayı bırakmam oldu; koşmak bir bağımlılık benim için, hala her sabah kalkıp koşuya hazırlanıyorum, koşamıyorum, yürüyorum ve çok üzülüyorum! Umarım yeniden koşabilirim, bunun için pilates yapıyorum.<br />
<br />
2018 hepimize gülücük ve kahkaha getirsin! inanıyorum ki kahkaha atabilirsek sağlık gelir, mutlu oluruz ve neşeli yaşarız.<br />
<br />
Sevgiler,<br />
Mus Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-79085976212704874012016-09-02T14:55:00.001+03:002016-09-02T14:55:04.663+03:00Bengaluru, HindistanBu sene başından beri bizim şirketin Hindistan ofisi ile sıkı ilişki halindeyiz; Mayıs ayında onlar bizi ziyaret etti, bu hafta da biz iade-i ziyaret yaptık ve Bangalore'u ziyaret ettik. <div><br></div><div>Hindistan'a gitmek için vize almamız gerekiyor ve iş vizesi için bir çok evrak istiyorlar 😔 Turist vizesi alacaksanız istenen belgeler çok daha az. Vize için kendiniz Hindistan konsolosluğuna gidiyorsunuz. Harbiye'de Hilton'un yanında bir apartmanın 6. katında bir daire... Sabah erken gidip sıraya girmek gerekiyor ve biraz yavaş işleyen bir süreç. İyi haber ise aynı günün akşamına veriyorlar vizeyi ☺️</div><div><br></div><div>Hindistan'a gitmeden önce kiminle konuşsam ülke hakkında fikri vardı; "çok pis bir ülke" / "giderken muhakkak bisküvi götür, orda birşey yiyemezsin" / "koca koca sivnekler var, acayip ısırıyor"... hiç kimseden pozitif bir şey duymadım. Ben de ilk defa gittiğim için dinledim tabii ama şu anda kesinlikle farklı düşünüyorum. Buyurun benim izlenimlerim☺️</div><div><br></div><div>Bengaluru ismi yeni, önceden Bangalore idi ismi bu şehrin, Hindistan'ın Karnataka eyaletinin başkenti ve Bilişim Merkezi. Malesef İstanbul'dan direk uçuş yok, aktarmalı gelmek gerekiyor. THY, Delhi ve Mumbai'ye uçuyor. Biz Emirates ile gidip Dubai'de aktarma yaptık. </div><div><br></div><div>Aktarma ile birlikte 14,5 saat sonrasında Bengaluru'ya ulaştık. Havalimanını yeni, çok boş, kolayca çıkabiliyorsunuz. Biz iş seyahati için gittiğimizden araç ayarlanmıştı ama havalimanında taksi var. </div><div><br></div><div>Hindistan para birimi rupi, 1TL yaklaşık 22 rupi. Genel olarak da Türkiye'ye göre çok ucuz olduğunu söyleyebilirim ☺️</div><div><br></div><div>Havalimanından otele gidene kadar ilgimi çeken fotoğrafları aşağıda paylaşıyorum. Biz şehir merkezinde Grand Mercure Hotel'de kaldık. Çok temiz bir otel, tavsiye ederim, geceliği 70€. </div><div><br></div><div> <br></div><img id="id_8277_cf50_b562_d281" src="https://lh3.googleusercontent.com/-59WWuBtMvBo/V8lmxyA-xZI/AAAAAAAAAfU/91QR6xZKRYw/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div>Şehir içinde yolculuk için en havalı yöntem tuk tuk. Üç tekerlekli taksiler ile çok ucuza istediğiniz yere gidebilirsiniz ☺️ Bengaluru'da inanılmaz bir trafik var, havalimanından otele 2 saatte gidebildik, gün içinde de devam ediyor trafik 😔 trafikte bir de çok fazla korna sesi var, sürekli korna çalıyorlar😔</div><div><br></div><div><img id="id_3023_6df3_9e19_c4c5" src="https://lh3.googleusercontent.com/-VjNg720W07o/V8lmzUOrKYI/AAAAAAAAAfY/U9XC-TilUKg/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div><br></div><div><img id="id_c730_e9ba_4f1b_bbc9" src="https://lh3.googleusercontent.com/-3U5BLHgnG1M/V8lm1O3lLxI/AAAAAAAAAfc/fuZkdNJsAM0/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div><img id="id_f796_dc4d_dc45_9c1" src="https://lh3.googleusercontent.com/-WS8Uf0Dsoes/V8lm2-be2mI/AAAAAAAAAfg/PJ4LODWtxqs/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div><img id="id_db84_2b21_c146_f337" src="https://lh3.googleusercontent.com/-0ChcarVXp5I/V8lm4aAv7wI/AAAAAAAAAfk/4xyLAkyggHA/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Yollarda bir çok ineğe rastlayabilirsiniz, bu çok doğal. İneklerin sahipleri var, onlar geziyor, besleniyor ve süt sağılma zamanları geldiğinde eve gidiyorlar, sütleri bırakıp tekrar çıkıyorlar. Yolların, trafiğin bir parçası haline gelmiş bu sevimli hayvanlar☺️</div><div><br></div><div> <br></div><img id="id_a85d_46cb_4dff_d1c3" src="https://lh3.googleusercontent.com/-YPKNYd7jkLs/V8lm6JMEEaI/AAAAAAAAAfo/-Te8V4VaUDA/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div><img id="id_a6cd_3745_e794_c38c" src="https://lh3.googleusercontent.com/-8CoDE92cwE8/V8lm71F1ZQI/AAAAAAAAAfs/pDnWsSqYe8A/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>İnek demişken, sadece yollarda değil, her yerde karşılaşıyorsunuz kendileri ile. Bu inek ve 5 arkadaşı her akşam bu dükkana geliyormuş, dükkan sahibi de bir paket bisküvi açıp onları doyuruyormuş. Bu sahneye biz de şahit olduk ☺️</div><div><br></div><div><img id="id_b450_d401_c07a_c2c4" src="https://lh3.googleusercontent.com/-sIpkGGR3vx0/V8lnMtD7d0I/AAAAAAAAAfw/7WXBHi_OqRM/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"></div><img id="id_19d_b19_43b2_7951" src="https://lh3.googleusercontent.com/-xE7Nhg0yYmY/V8lnON4VRBI/AAAAAAAAAf0/i23OOLB7axI/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div> </div><img id="id_39a7_cc0b_ddcc_738" src="https://lh3.googleusercontent.com/-GbfdHXd1U3s/V8lnPyg0X3I/AAAAAAAAAf4/I_Si9e0qVkI/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <img id="id_558c_631a_6e3b_7092" src="https://lh3.googleusercontent.com/-lWcYFDVQx3E/V8lnRvVooII/AAAAAAAAAf8/Q8K8AkFnINI/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 351px; height: auto;"> <div><img id="id_7298_4fad_827e_4b0b" src="https://lh3.googleusercontent.com/-NtYADA31Iro/V8lnS70GISI/AAAAAAAAAgA/BdUxCwkrKIw/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Bengaluru çok yeşil, çünkü çok yağmur alıyor.</div><div><br></div><div><br></div><div><img id="id_79cb_868f_7a29_759" src="https://lh3.googleusercontent.com/-EpyGnvktgAM/V8lnwxVbrPI/AAAAAAAAAgI/ukiXKpkFrBA/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"></div><div>Damatlık kıyafetlere bayıldım ☺️ burda damat olmak kolay, gelin olmak zor. Gelin olabilmek için babanızın erkek tarafına başlık parası vermesi gerekiyor, iyi eğitimli erkek babaları parayı kırıyor ☺️</div><div><br></div><img id="id_6895_1001_d2e7_a08a" src="https://lh3.googleusercontent.com/-bBmgBZSmtGE/V8lnyXHA4II/AAAAAAAAAgM/xnqEeH-NRdc/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div> <br></div><img id="id_1e7c_44d2_76f2_929a" src="https://lh3.googleusercontent.com/-2Aruc9kru4A/V8lnz5poJII/AAAAAAAAAgQ/X4LajmQIBek/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div><img id="id_ea0c_d7c4_18f9_b373" src="https://lh3.googleusercontent.com/-shk5AvZsqxU/V8loXwPrFaI/AAAAAAAAAgc/fNxFOqOaniQ/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><img id="id_a70e_469c_297e_3c8e" src="https://lh3.googleusercontent.com/-hk80-4FRDs4/V8loZiDDV7I/AAAAAAAAAgg/tZ0mHmXDIoE/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div>Şimdi bir ayinden bahsedeceğimi, çok hoşuma gitti. Yeni bir araba, motor aldınız, önce çiçeği asıyorsunuz, her türlü kutlamada çiçek var. Sonra tapınağa geliyorsunuz, tapınaktaki rahip sizin aracınıza boyalar ile semboller yapıyor ve kırmızı boya sürüyor. Sonra yere limon koyuyorlar, siz limonu eziyorsunuz. Bu ayin sizin kazasız belasız aracı sürmeniz için yapılıyor. Bizde yeni araba ya da motor alınınca kurban kesilir ve kanı plakaya sürülür, benzer bir şey de burada var. </div><div><br></div><div><img id="id_9b9d_bbb5_eec6_2760" src="https://lh3.googleusercontent.com/-E7il8MXzBSw/V8lobcmvNmI/AAAAAAAAAgk/QptVcPaT3Rw/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Yukarıda çiçekten bahsettim, çiçek pazarları harika, mis gibi kokuyor etrafı. Çiçekler ile kolyeler yapıyorlar, harika ☺️</div><div><br></div><div><img id="id_a627_723d_1d8c_a290" src="https://lh3.googleusercontent.com/-S44IfC3BwGs/V8lodXYr8KI/AAAAAAAAAgs/Trnt69DU1Z0/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Pazardaki dükkanlardan alışveriş yapmak öyle kolay değil, önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekiyor ☺️</div><div><br></div><img id="id_59d6_4f2b_773a_4742" src="https://lh3.googleusercontent.com/-ccNhPXiGAq8/V8lofTrlKuI/AAAAAAAAAg0/g_UxGxWLgVE/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div>Bu Ganesha'lar sahiplerini bekliyor. Bir ganesha yapan yere gittik, gelecek hafta burada festival var, 5 Eylül'de. Çamurdan yapılıp boyanan bu Ganesha'lar suya bırakılacaklar. İnsan boyundan daha büyük olan bu Ganeshaların fiyatları 400€ ile 1000€ arasında değişiyor. Herkes küçük büyük bunlardan ediniyor, bizim gördüklerimizin dışında küçük olanlar da var. Haftaya nehirler rengarenk olacak! Görüntü güzel ama çevreye etkisi kötü😔</div><div><br></div><div><img id="id_5e6_1278_f0c7_340c" src="https://lh3.googleusercontent.com/-JiBdlXb18Yg/V8log8j1IQI/AAAAAAAAAg8/5-jzPm2C5HI/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div><img id="id_a3a7_c03e_8d05_f1fa" src="https://lh3.googleusercontent.com/-1MixPkUqgM0/V8loijR16HI/AAAAAAAAAhE/lmad088wMYg/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Çok fazla dışarıda yemek yemedik, bu restoran eski ve lezzetli imiş. Gittik, yedik; küçük küçük porsiyonlar halinde bir çok acı yemek getirdiler ☺️ Tabak, bardak, çatal kaşık gümüş ☺️</div><div><br></div><div><img id="id_f401_fad4_d357_85cc" src="https://lh3.googleusercontent.com/-GOoZPwo60Wg/V8lokAJtq-I/AAAAAAAAAhM/TZsuak6oZVw/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div><img id="id_c1dc_7ba4_5144_9628" src="https://lh3.googleusercontent.com/-5V7_oZgRgAQ/V8lol4Ts5WI/AAAAAAAAAhU/okTFn5dn33o/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <br></div><div>Araçlar çok yeni gözükmüyor ama sorduğumuzda en fazla 10-15 yaşında olduğunu öğrendik. Yollar kötü, altyapıya ciddi yatırım yapması gerekiyor Hindistan'ın. Ülkem güzel ülkem, biz çok daha iyiyiz ☺️</div><div><br></div><div>Bi de sivrisinek mevzuu var, evet sivrisinek var ama bizim otelde örneğin sürekli ilaçlama yapıyorlardı. Odada, lobide hiç görmedim. Yine otelde su arıtma vardı, duş vs sorun olmadı ☺️</div><div><br></div><div>Bence Hintliler bize çok benziyor; insanlar çok cana yakın, inançlarına düşkün ve kabuldeler. Ben Hindistan'ı çok çok beğendim, aklıma gelenler bunlar. Sorularınız olur ise yoruma yazın ben yanıtlayayım. </div><div><br></div><div>Sevgiyle kalın</div><div>Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-69593271895379674862016-08-21T16:15:00.001+03:002016-08-21T16:15:05.577+03:00Yusufİlkokul birinci sınıfta sınıfta Yusuf diye bir arkadaşım vardı, Yenişehir'de oturuyorduk o zaman, Bursa'nın ilçesi... Ailesi çiftçiydi Yusuf'un. Birinci sınıfı bitirip yaz tatiline çıktığımızda, biz tatil yaparken Yusuf ailesi ile birlikte çalışmaya gitmiş herhalde... Yaz tatili bitip okula döndüğümüzde Yusuf gelmedi okula! Yusuf niye gelmedi diye sorup araştırdığımızda Yusuf'un öldüğünü duyduk! Yusuf ölmüştü! Düşmüş, traktörün tekerinin altında kalmış...<br />
<br />
Farklı hayatlarımız var, hepimizin kendi gerçekliği var, o gerçekliğin içinde yaşayıp gidiyoruz. Kendi gerçekliğimiz bizi o kadar kaplıyor ki, başka yaşamları, onlar ile kesişme noktalarımızı zaman zaman gözden kaçırıyoruz. Hayatıma Yusuf girmişti, peki niye karşılaşmıştık onun ile? Ne mesajı vardı Yusuf'un bana ve birinci sınıftaki arkadaşlarına?<br />
<br />
Bütün kutsal kitaplarda Yusuf peygamberin hikayesi vardır. Ben Yusuf peygamberin hikayesini çok severim. Kör kuyunun dibine atılıp ölüme terkedilmesinden Mısır'ı yöneten adam olmasına kadar geçen süreçte bir çok dersler var. Beni en çok etkileyen ise sabır ile karşılamasıdır her olayı, vazgeçmemesi.<br />
<br />
Kardeşleriniz tarafından bir kuyunun dibine atıldığınızı düşünün; istenmeyen bir kişi olduğunuza mı yanarsınız, yavaş yavaş orda öleceğinize mi! Ama o sabrediyor ve ordan geçen bir kervan kurtarıyor onu; canını kurtarıyor tabii ki sadece, bir köle olarak satmak için çıkarıyorlar ordan. Sonra efendisinin eşinin onu arzulaması ve hapse atılması... bir çok ders var Yusuf'un hikayesinde hepimize, açın istediğiniz bir kaynaktan okuyun derim.<br />
<br />
Ben Yusuf'u ilkokulda kaybettim ama sonra bir çok Yusuf'lar daha oldu hayatımda, hep bana bir şeyler öğretiyor Yusuf'lar... sağ olsunlar!<br />
<br />
Sevgiler<br />
MusAnonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-8457139294576177472016-07-30T14:26:00.001+03:002016-07-30T14:26:00.084+03:00Şu çılgın Türkler Yine yapacağımızı yaptık, bu topraklardan aldığımız bilgelik ve güç ile darbeye karşı durduk, planları bozduk, dünyayı ters köşeye yatırdık! Çanakkale gibi, Kurtuluş savaşı gibi, bu sefer içimize sokulan ve uzaktan kumanda edilen hainlere karşı! Bu topraklarda doğduğuma şükür ediyorum ve bir Türk olduğum için gurur duyuyorum! <div><br></div><div>15 gün geçti darbe girişiminin üstünden, ülkemizde bir taraftan yaralar sarılmaya çalışırken bir taraftan da birlik beraberlik mesajları veriliyor, siyasiler bir araya geliyor konuşuyor, güzel şeyler oluyor ülkemde. </div><div><br></div><div>Bu hafta Almanya'daydım ve dış basını izledim. Emellerine ulaşamamış, Türkiye'yi bölememiş, istikrarını bozamamış gelişmişler, basın organlarını kullanarak Türkiye'nin imajını yerle bir etme peşinde. Ölen masumlar, maşa olarak kullanılan gencecik Mehmetçikler, tankların önüne atlayan kahramanlar, bombalanan Meclis, ... hiç konuşulmuyor yurtdışı basınında, varsa yoksa senaryolar senaryolar... </div><div><br></div><div>Arkadaşlar, Türk'ün Türk'ten başka dostu yok! Bizim bir olup, beraber olup ülkemizde yaşananları objektif bir şekilde aktarmamız gerekiyor. Heybemizde biriktirdiklerimizi kullanma zamanı şimdi, ülkemizin geleceği için umut aşılama ve tek sevdamız olan ülkemiz için çalışma zamanı. </div><div><br></div><div>Ben tek başıma ne yapabilirim diye sorma, aynaya bak, yaptığın işi en iyi şekilde yapıyor muyum diye sor kendine. Ne demiş Mustafa Kemal "Vatanını en çok seven, vazifesini en iyi yapandır". Kahramanlık peşinde koşmaya gerek yok, yaptığımız işi eksiksiz en iyi şekilde yapalım yeter. </div><div><br></div><div>Race diye bir film var, Jessi Owens'ın hikayesini anlatıyor; bir zenci olarak Hitler Almanya'sında olimpiyatlara katılıyor. Zor kararlar alıyor ama hep en iyi bildiği şeyi yapıyor: koşuyor ve hiç bir zaman Politikaya alet olmuyor. </div><div><br></div><div>Ben politikadan anlamam, politikacılar binlerce yıldır bu topraklardan gelip geçiyorlar, kalıcı olan bilgelik, bu topraklarda yaşayan bilgeler... Mevlana zamanında kral ya da padişah ya da yönetici kimdi bilen var mı? Ben bilmiyorum ama Mevlana'yı biliyorum. Biz bilgiye, bilgeliğe değer verelim, sevgi ile umut aşılayalım, biliyoruz ki bu da geçer! </div><div><br></div><div>Sevgiler </div><div>Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-41792103871321506782016-06-15T05:41:00.001+03:002016-06-15T05:41:10.494+03:00Kalbini tutabilir misin? <img id="id_f9d1_d7d9_d909_576f" src="https://lh3.googleusercontent.com/-pFKhnU6RmLs/V2DAQxcxnvI/AAAAAAAAAe0/0uTzKXYrffM/%25255BUNSET%25255D.png" alt="" title="" tooltip="" style="width: 353px; height: auto;"> <div>Yok safaride filan değilim. Saat 02:57, uyandım... Tuvalet ihtiyacı... Alkolü bıraktığımdan beri dışarıda akşam yemeği yerken çok su içiyorum, o yüzden... Güney Afrika'dayım, Johannesburg'dan 60-70 km uzakta, doğanın göbeğinde 6-7 odalı bir misafir evindeyim. Uyandığımda beni bu resim karşılıyor, başucuma duvar kağıdı yapmışlar. Buradaki bir şirketin yöneticisi ile birlikte akşam yemeğinde geleceği inşa ettik. İnşa ettik diyorum, çünkü geleceği konuşurken oraya gidiyorum ve o durum ile şimdiki durum arasında bambu ağacı ve bulabildiğim ipler ile köprü kuruyorum. Artık o benim için bir yol oluyor. Bunları artırıp seçeneklerimi çoğaltıyorum bazen, bazen de bu köprüyü sağlamlaştırıyorum. <b>Şunu anladım ki; çok büyüttüğümüz bu dünya aslında bir oyun alanı, istediğim kadar düşleyebilirim, düşlerim gerçekleşir ya da gerçekleşmez. Ben düşlemeye devam ederim, yeni yeni hikayeler oluşturabilirim. Düşlemek benim elimde, düşün gerçekleşmesi için çaba göstermek benim elimde ama olup olmaması benim elimde değil. O Takdir-i İlahi! </b></div><div><b><br></b></div><div>Madem uyandım o zaman bu sessiz huzurlu ortamda sessizliği dinleyeyim dedim. Uyku ile uyanıklık arasında doğanın kollarına bıraktım kendimi. Yıldızların üstünde açtım kollarımı, düşme korkusunu çıkardım aklımdan. Başladı göbek deliğimin altında bir nokta pıt pıt pıt atmaya. Sonsuz karanlık ve sonsuz aydınlık arasında bir yerlerdeydim. Yıldızlar, yıldızlar... Sanki beni havada tutuyorlar. Öyle atıyordu göbek deliğimin altındaki nokta, kalamadım o noktada. Bir yere sığınmak istedim, tam ortada kalamadım, kalbimi çıkarıp elimde tutma cesaretini bulamadım; olduğu gibi tutamadım ya iyi ya da kötüye gidiyordu düşüncelerim. Halbuki iyi kötü, karanlık aydınlık yoktu, burası neresiydi? Kalbimi alıp yüzleşmek, onu saf sevgiyle yıkama yeriydi ama olmadı, yapamadım! Bu benim için çok büyük, çok fazla idi. Sığınacak bir yer, güç alacak bir dal aradım. İşte o anda en büyük rehberimi çağırdım, şefaat istedim. Sağıma döndüm, huzura daldım. Keyfini çıkaramadan çıktım oradan. Şunu hissettim ki; burada, doğanın göbeğinde, kirlenmiş bu topraklarda, yakın dönemin acılarını hissettiğim bu topraklarda, insan olmanın değerini ve neler yapabildiğimizi gördüğüm bu topraklarda, sınır yok! Uçmak, çok yüksekten düşmek çok kolay. </div><div><br></div><div>Gözlerimi kapatıyorum, dinliyorum doğayı, dinliyorum anlamlandıramadığım hayvan seslerini. Ben bir beton duvarın arkasında, elektrikli teller ile korunan bir korunakta, önce hayvanlardan ve bitkilerden sonra yerel halktan çalınan bu topraklarda rahat uyuyamıyorum, uyuyamayacağım! </div><div><br></div><div>Size iyi geceler,</div><div>Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-68608178190764913502016-06-12T02:32:00.001+03:002016-06-12T02:32:03.700+03:00Zaman o zaman Bir kağıt verir misin babacım? Yazıyor, çiziyor, resmediyor kızım hayatı. Onun gözünden bakmayı deniyorum bazen ama zihnim o kadar berrak değil, bir çok yılın getirdiği tortular var, yapışmış kalmış. Bırakamadığım ve hamallık yaptığım bir çok şey. Artık veda vakti geldi. Cimrilik yapmayacağım, cömert olacağım ve her türlü kötü alışkanlığımı vereceğim. <div><br></div><div>Bu hafta iş yerinde bir arkadaşım bana çok önemli bir ders verdi. Bilginin vebali var, topladığın bilgileri başkalarına aktarmalısın, dönüştürmelisin dedi. Doğru, haklıydı... Heybemde topladığım bir çok şey var, bunları dönüştürmek, çevreme yararlı olmak için yapmam gerekenler var... Ama ben o kadar hızlı yaşıyorum ki; bazen hangi ülkede, hangi otelde olduğumu karıştırıyorum... Peki, bu bahaneleri geçelim! İstersen paylaşırsın! Bunları düşünürken ne zamandır blog yazmadığımı farkettim ve aldım kalem kağıdı... Tamam da ne yazacağım? </div><div><br></div><div>Ramazan ayındayız, müslüman arkadaşlarıma "mübarek olsun" mu diyeceğim? </div><div>Kelimeler akademisinden bu ay mezun oluyorum, bununla ilgili mi bir şey yazacağım? </div><div>Ülkem için, geleceğimiz için bir şey yapmaya çalışıyorum, bunu mu yazayım? </div><div>Yeni yerler, yeni insanlar, yeni kültürler ile tanışıyorum, bınları mı kaleme almalıyım? </div><div><br></div><div>En iyisi ben yeri gelince, sıcağı sıcağına hepsini yazayım. </div><div><br></div><div>Sevgiler </div><div>Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-49880747097432464712015-12-22T21:57:00.001+02:002015-12-22T21:57:56.850+02:00Yaşamak dediğin ne ki?Artık seyahatler rutin olmuştu onun için; her hafta yeni bir rota, her hafta farklı bir ülke. Giderken hüzünlü, dönerken sevinçli. Kim bilir kaç kere dua etmişti sağ salim inmek için, sallanmadan uçmak için, ailesine kavuşmak için... Kim bilir kaç kere korkmuştu, korkudan tir tir titremişti! Kim bilir kaç kere söylemişti "en çok sana dönmeyi seviyorum İstanbul" cümlesini. O kadar şehir görümüştü ama hiç biri onun şehri gibi değildi! Şehr-i İstanbul!<br />
<br />
O gün de her zaman ki gibi bavulunu hazırlamış ve yola çıkmıştı. Şanslıydı! Business Class'a upgrade etmişlerdi! "ohh ayaklarımı uzatıp giderim" diye düşündü. Gerçekten de öyle yaptı. Ayaklarını uzattı rahat rahat, film izledi. Her şey çok iyi gidiyordu, ta ki inişe geçene kadar. Çok bulutlu idi hava, uçak alçalıyor, alçalıyor ama bulutlar bir türlü bitmiyordu. Ve bir anda "bom" etti, müthiş bir gürültü ile bembeyaz oldu kabin! Hiç bu kadar güzel bir beyaz görmemişti daha önce; her yer kar ile kaplandı sanki ve ondan başka kimse kalmadı orada; o ve beyaz. Atoma çarpan o bembeyaz ışık! Bölünüp yedi renkli gökkuşağını oluşturmadan önceki saf hali ile geldi beyaz ışık! Nur'u gördü, çıplak gözle göremezdi o nuru! Ne olmuştu?<br />
<br />
Sallantı devam etti, az sonra uçağın tekerlekleri yere değdi, ulaşması gereken yere varmıştı! Varmıştı da, artık o eski o değildi. Bembeyaz ışık gözlerini kör etmiş ve sanki göremez olmuştu. Yok görüyordu aslında ama eskisi gibi değil. Sanki hiç bir anlamı yoktu insanların, nesnelerin! Pasaport polisi artık ona "kıllık" yapmıyor, görevini yapıyordu. Trenin geç kalmasının, sakarlıklarının bir sebebi vardı muhakkak kafayı yormuyordu insanlara ve olaylara. Anlamı yoktu hiçbir şeyin! Herşey olması gerektiği gibi oluyordu, onları değiştirmek gibi gereksiz uğraşlardan vazgeçmişti! Ne istiyor ise oluyor, istemezse olmuyordu! Tutmuyor hiçbir şeyi kafaya takmıyordu! Ne oluyordu? Sanki yaşamı bembeyaz ışık ile bitmişti ve tanıdığı / bildiği ülke / dünyada değildi!<br />
<br />
Komikti yaşadıkları! bir şeyi görüyor yaşıyor, olmadı ise tekrar yaşıyordu! deja vu! olmadı baştan! hata yapmak çok keyifliydi, düşmek, ağlamak! oh be hayat vardı! Zamansız gülüyor, ağlıyordu. Yemek yemek yerine nefes ile doyuyordu, ne bir kilo fazlası ne de azı vardı; tam kararında! Fazlası dünyalı yapardı onu, o bulutların üzerindeydi! azı uçururdu, buna hazır değildi!<br />
<br />
Yaşamak dediğin böyle bir şey işte! Zihnin oyunları, sen ne istiyorsan onu yaşıyorsun! çok ciddiye alma, sen sadece iste!<br />
<br />
sevgiler<br />
Mus <br />
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-59801321997831293762015-11-20T13:49:00.000+02:002015-11-20T13:53:06.780+02:00Güney Afrika seyahatim<br />
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Bundan önce 2 kez
Johannesburg için bilet almış fakat gelememiştim, kısmet bu sefereymiş. İşim
gereği bundan sonra buraya da gidip gelmeye başlayacağım.<span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Haydi başlayalım keşfe :)</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Önce sağlık! Güney
Afrika Cumhuriyeti için seyahat sağlığı bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz: <a href="http://www.seyahatsagligi.gov.tr/Site/SaglikBilgisi/ZA">http://www.seyahatsagligi.gov.tr/Site/SaglikBilgisi/ZA</a>
</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZfglKZvlMVaC0himoLIykNUq_P2EJfRIvj-nb7jD0f61aEw-c_9-GXcUX1Rp-RmaRmdMbPjpsRsHaDf72ERusIdyJtTmDHUi9oNjOrRkGkiXLT0smHkWsYC5rpgwWJtMjHPVkrQXZg8OL/s1600/FullSizeRender.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhZfglKZvlMVaC0himoLIykNUq_P2EJfRIvj-nb7jD0f61aEw-c_9-GXcUX1Rp-RmaRmdMbPjpsRsHaDf72ERusIdyJtTmDHUi9oNjOrRkGkiXLT0smHkWsYC5rpgwWJtMjHPVkrQXZg8OL/s320/FullSizeRender.jpg" width="320" /></a></div>
Benim gibi kısa
süreli iş seyahatine gidiyorsanız gideceğiniz bölgeye göre sıtma için ilaç
alabilirsiniz. Burada bu konuya da açıklık getireyim, sıtma için alınan ilaç
aslında sıtma olursanız ölüm riskini azaltan / ortadan kaldıran bir ilaç. Bu
ilacı almak sivrisineğin sizi ısırmayacağı ya da sizin hasta olmayacağınız
anlamına gelmiyor. Her halükarda sivrisineklere karşı önlem almakta fayda var;
vücuda uygulanan spreyler (sinkov gibi) ya da prize takılan tabletler gibi… Ben
Brits'de göl kenarında bir otelde kaldığım için Kartal'daki sağlık merkezine
gidip ilacımı aldım. Bir gün önce içmeye başlayıp dönüşte 7 gün daha kullanmak
gerekiyor.<br />
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<span style="font-weight: bold;"> </span></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
İstanbul -
Johannesburg arasında Türk Hava Yollarının her gün karşılıklı uçuşları var.
İstanbul'dan kalkış gece yarısından sonra (00:50) ve 9 saat 55 dakika sürüyor.
Dönüş ise 19:45'te ve 9 saat 40 dakika sürüyor. Tabii bu komik bir rota;
Johannesburg'dan sonra aynı uçak Durban'a devam ediyor dolayısıyla siz
Johannesburg'da iniyorsunuz ve Durban'a devam edecek yolcular uçakta kalıyor :)
Uçuş uzun olduğu için geniş gövdeli uçaklar geliyor buraya, biz Airbus A330 ile
geldik. </div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Güney Afrika
Cumhuriyeti vize istemiyor, önceden bir hazırlık yapmanıza gerek yok. Buraya
geldiğinizde Güney Afrika Cumhuriyeti vatandaşları ve diğerleri diye
ayırıyorlar, pasaport kontrolünde 30 gün kalabileceğinizi gösteren damga
vuruyorlar ve "enjoy your stay" deyip gönderiyorlar. Acayip hızlı ve
kolay :) Bunun yanında uçakta sağlık durumunuzu beyan eden form doldurmanız
gerekiyor, ebola yayılımını engellemek için yapmışlar! Pasaport kontrolünden
önce bu formları alıyorlar ve Ebola Scanning denilen kontrolden geçiyorsunuz;
yani sıcaklığınızı gösteren bir termal kameradan…</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
ZAR (Rand), Güney
Afrika para birimi, 1Euro yaklaşık 15 ZAR. Burada dikkatli olmanız gereken bir
durum var. Eğer para bozduracaksanız bunu havalimanında yapın, şehir içinde çok
da güvenli değil. Aslında kredi kartı kullanabiliyorsunuz çoğu yerde ama benim
gibi şehir dışında bir yerde kalacaksanız nakit paraya ihtiyacınız olabilir,
çünkü telefon / internet altyapısı çok da iyi değil ve kredi kartı onayı
alamadıkları durumlar olabiliyormuş benim kaldığım otelde… Şehirde kalacaksanız
sorun olmaz diye düşünüyorum. </div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Güvenlik burda ciddi
bir sorun! beni havalimanında karşılayan meslektaşım doğma büyüme buralı ve
Johannesburg'da havalimanına yakın bir yerlerde yaşıyor. Bana "artık korku
içinde yaşamaktan bıktım, iki kızım var onların bu ülkede yaşamalarını istemiyorum"
dedi. Evlerinde 4 tane köpek varmış, 1 tane de bahçelerinde. Buradaki evlerin
ya da sitelerin etrafı çelik tellerle ya da yüksek duvarlar ile çevrili. En
üstte jilet teller var ki caydırıcılığı olsun. Benim meslektaşımın bir
keresinde başına silah dayamışlar ve evlilik yüzüğü dahil, kolye, araba
anahtarı... ne varsa almışlar… Burada bölge bölge size nereye gidilip
gidilemeyeceğini söylüyorlar, genel olarak gündüz bir problem yok ama akşam
sokaklara pek çıkmıyor turistler! Tabii benim gibi koşu yapmak isteyenler için
"no go". Benim kaldığım Hartbeespoort Dam kıyısı bir yerleşim, buraya
Dutch'lar gelip yerleşmiş ve daha güvenli bir bölge. Muhteşem bir göl manzarası
ve dağ manzarası var :) Sabahları kuş sesleri ile uyanıyorsunuz ve inanılmaz
dingin bir enerjisi var bu bölgenin. <span style="font-weight: bold;"> </span><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpaAw8HpheVstpMN7-K384tuAUrFAt8mfxp-X6bvkxkRqOCmUACoNh67XL1EXgqChsGWBBp23TVAjdeGE1tqWqLz5vL6jJmSFe9EXrLQsc0U8rVbaUUm-SZhZ2o_FyCovDd3wj2JRoNsRq/s1600/IMG_0758.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjpaAw8HpheVstpMN7-K384tuAUrFAt8mfxp-X6bvkxkRqOCmUACoNh67XL1EXgqChsGWBBp23TVAjdeGE1tqWqLz5vL6jJmSFe9EXrLQsc0U8rVbaUUm-SZhZ2o_FyCovDd3wj2JRoNsRq/s400/IMG_0758.JPG" width="400" /></a></div>
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNgPSRLo8b6o4cmkboPdMqHyDxZkIziAP3shKxLOAKzfOQq1D1idKsc27gTs2uWfRRLRlYW5tSH8RJa6QtvsnSav-ZibHysk3nTGfpiWp6aulgkZAHx7gTmGfdxAMBFcOJykFY88XpHwMU/s1600/IMG_0795.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNgPSRLo8b6o4cmkboPdMqHyDxZkIziAP3shKxLOAKzfOQq1D1idKsc27gTs2uWfRRLRlYW5tSH8RJa6QtvsnSav-ZibHysk3nTGfpiWp6aulgkZAHx7gTmGfdxAMBFcOJykFY88XpHwMU/s400/IMG_0795.JPG" width="300" /></a></div>
<br />
<br />
Bölge güvenli ama
tabii yine de gece yarısı silah sesleri ile uyanıyorsunuz, yakın ya da uzak
bilmiyorum ama bir yerlerde silah atılıyor. Bir gece silah sesleri ile uyandım,
bayağı uzun sürdü. Arkadaşım ile konuştuk bana polis ile hırsız ya da suçlular
ile olan çatışmaları anlattı. İnsanız ve enteresanız, sonra normale dönüştü bu
sesler. İnsanlar yüksek duvar ve elektrikli tel örgülerle çevrili sitelerde,
evlerde yaşıyorlar. Bizimki gibi misafir evlerinde bile elektrikli tel örgüler
standart, yoksa firmalar kontrat imzalamıyormuş. Büyük otellerde 3 katmanlı
güvenlik kontrolü var; araba ile üç kapıdan geçiyorsunuz ve biri kapanmadan
diğeri açılmıyor.<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVss5HKLQ8Pfu1E9I2_7yqH-E_8UjBoIjTE-ZvOHRgAqghosFJjIyWa2N6fpo2uT9cGLmpnWcC0ffM0CAuwKp_vNHWnp9Nhwi2FUmV8TVRj2qTD4UyLabpbuGdfwT5lMvc7sWPf9Z9yi2V/s1600/IMG_0818.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgVss5HKLQ8Pfu1E9I2_7yqH-E_8UjBoIjTE-ZvOHRgAqghosFJjIyWa2N6fpo2uT9cGLmpnWcC0ffM0CAuwKp_vNHWnp9Nhwi2FUmV8TVRj2qTD4UyLabpbuGdfwT5lMvc7sWPf9Z9yi2V/s400/IMG_0818.JPG" width="400" /></a></div>
</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Çok parası olmayan
insanlar aşağıdaki gibi yerlerde yaşıyor :(<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6TU32yvKyKDQPygoyMZMKh1Wb2TnCAEfZqxaK-IBPiSx7jld9hLFVQL9jE1ttvrgobqvH4kag8MpSlvMopIqZ74-TRqjgJELi6T-X3fOC6DBeb5ZZ7IZKuLl046tRHjCwUK-3Tz9dW5XN/s1600/IMG_0784.JPG" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh6TU32yvKyKDQPygoyMZMKh1Wb2TnCAEfZqxaK-IBPiSx7jld9hLFVQL9jE1ttvrgobqvH4kag8MpSlvMopIqZ74-TRqjgJELi6T-X3fOC6DBeb5ZZ7IZKuLl046tRHjCwUK-3Tz9dW5XN/s400/IMG_0784.JPG" width="400" /></a></div>
</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiY9sngHFcUEfCnp6qqdOvedLi3JO6fvUYU3wjbWSlmvE10JhtA9HA1MSa6g1RqT8IxAoAbhdM6CKtTXlUOgLLYcvgMRTBG6izUvDl6qYM1hsnt8FLuISUwwU7UjMmckQIbo14ZaqLvSSo8/s1600/IMG_0785.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><br /></a></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRzNS0iSyR2hi4T0DVDzSFXBkQFcE306BNm-APIjNvP6fRjWS7FycX_l1Y7ijtbkU8daCj2lzvqkOF6M7o8XbKmwUMEselCcNZ6rDktTiAK3W9Oma4MlxoycLuCei3XV4FQEK4Da5gLmI1/s1600/IMG_0718.PNG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRzNS0iSyR2hi4T0DVDzSFXBkQFcE306BNm-APIjNvP6fRjWS7FycX_l1Y7ijtbkU8daCj2lzvqkOF6M7o8XbKmwUMEselCcNZ6rDktTiAK3W9Oma4MlxoycLuCei3XV4FQEK4Da5gLmI1/s320/IMG_0718.PNG" width="180" /></a>İlk gün iş yerinden
çıkıp otele ulaşıncaya kadar yoğun bir şekilde yağmur ve sonrasında dolu yağdı
ve maalesef bu hafta hep böyle olacakmış :( <span style="font-weight: bold;"> </span></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<span style="font-weight: bold;"> </span>Dolu yağması meşhurmuş, burada yaşayan arkadaşım ceviz
büyüklüğünde dolu yağdığını söyledi! Arabalara zarar veriyormuş… Bizim
geçtiğimiz yollar kar yağmış gibi bembeyaz oldu. Burası için pek normal değil,
çünkü güney yarım küredeki bu ülke yaza girmeye hazırlanıyor.</div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Tabii Afrika'dayız
ve burada küçük sürprizler hep var. Hava sıcak olunca, ki ikinci gün öyle idi,
maymunlar yerleşim yerlere yakın yerlere iniyorlar, sokakta maymun görmek
doğal, bu benim için yeni. Bizim otelde balkon kapısını açık bırakmamayı
öneriyorlar içeriye maymun girmesin diye :) Yine bir akşam tam yatağa
yatacağım, gözümün önünden bir şey geçti ve duvarda hızla ilerledi; bizim
normlarımıza göre biraz büyük bir örümcek. O tavanda ben yorgan kafamda yattık
:) Aynı gece duvarın köşesinde bir boşluk olduğu ve 2 şeyin hareket ettiğini
fark ettim. Yaklaşıp baktığımda 15 santim boylarında 2 tane kırkayak gördüm, bu
kadar büyüklerini ilk defa gördüm hayatımda. Yatağın üstünde bir örtü vardı,
üstlerinde attım, ertesi sabah görevlilere söyledim, yatak örtüsünde dikkat
etsinler diye… </div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
<br /></div>
<div style="font-family: Calibri; font-size: 11.0pt; margin: 0in;">
Yemekler çok pahalı
değil. İlk akşam 3 kişi akşam yemeği için yaklaşık 50€ ödedik, ki iyi bir
restorandı. Ertesi gün bir Çin restoranına gittik ve yarısını ödedik. Bir çok mutfağı bulmanız mümkün burada, bir de tabii ki timsah, antilop, yılan, bir çok farklı hayvan etinden ızgaralar sunan restoranlar mevcut, seçim size ait.<br />
<br />
Johannesburg, Pretoria, Brtis, Midrand bence Afrika ortalamasının çok üstünde bir gelişmişliğe sahip, ekonomik olarak Afrika kıtasının en büyüğü olmanın da etkisi var tabii. Bir çok ülkeden expat yaşıyor burda ve eğer Nijerya, Kenya gibi ülkeleri gördüyseniz burası onların yanında Paris :)<br />
<br />
Sevgiler<br />
Mus</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-50513056124238034902015-10-26T14:36:00.002+03:002015-10-26T14:36:31.978+03:00Koşuyorsam sebebi var! Hafta sonu evimizde kaloriferler yandı, ısındık! <br /> Ama benim içim ısınmadı, çünkü biliyorum ki <a class="_58cn" data-ft="{"tn":"*N","type":104}" href="https://www.facebook.com/hashtag/suriyelim%C3%BClteciler?source=feed_text&story_id=10153392483453579"><span class="_58cl">#</span><span class="_58cm">suriyelimülteciler</span></a> in büyük bir kısmı bu soğuklarda ve kış aylarında aşağıdaki barınaklarda, çadırlarda ya da sokaklarda kalacaklar. <br />
15 Kasımdaki İstanbul Maratonunda ben <a class="_58cn" data-ft="{"tn":"*N","type":104}" href="https://www.facebook.com/hashtag/sicakbirkisicin?source=feed_text&story_id=10153392483453579"><span class="_58cl">#</span><span class="_58cm">sicakbirkisicin</span></a> koşacağım, ülkemizdeki <a class="_58cn" data-ft="{"tn":"*N","type":104}" href="https://www.facebook.com/hashtag/suriyelimulteciler?source=feed_text&story_id=10153392483453579"><span class="_58cl">#</span><span class="_58cm">suriyelimulteciler</span></a>
ısınsın diye. Ben koşarken sen de onları para yardımı ile destekler
misin? Bağışını aşağıdaki hesaplara yapabilirsin. Açıklamayı aşağıdaki
yazma<span class="text_exposed_show">nı rica ediyorum. </span><br />
<div class="text_exposed_show">
Haydi harekete geç; az ya da çok deme, bağışını gönder. <br />
Sevgiler,<br /> Mus<br />
<br />
Bağışlar için açıklama: HDD/Mayhan/Bağışçı İsmi <br />
HESAP İSMİ : Hayata Destek Derneği (STL)<br /> BANKA : Finansbank / İstanbul Maçka Şubesi<br /> IBAN TL : TR88 0011 1000 0000 0059 8774 12<br /> IBAN USD : TR44 0011 1000 0000 0046 2626 05<br /> IBAN EU : TR55 0011 1000 0000 0046 2626 01<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbovterBsh5Mg4pYeibkMy5zQgW8CtZXcypnSpKLvA93eUtyLf6g6LEiGEjhZoANG_s3rCKlmBOWyupdajL4YvzX5gjzvkJPvURfmv-4fi72d3JmXmIM5M7HZBoa_YnLKhfo6znI-Zbfqg/s1600/hayata-destek.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="319" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjbovterBsh5Mg4pYeibkMy5zQgW8CtZXcypnSpKLvA93eUtyLf6g6LEiGEjhZoANG_s3rCKlmBOWyupdajL4YvzX5gjzvkJPvURfmv-4fi72d3JmXmIM5M7HZBoa_YnLKhfo6znI-Zbfqg/s320/hayata-destek.jpg" width="320" /></a></div>
</div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-79710217732897695542015-10-15T20:43:00.001+03:002015-10-15T20:43:49.315+03:00Nairobi'de Hint kültürünü yaşamak<p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Abi ne diyorsun sen ya? Kenya'ya gönderdik seni sen Hint Kültürü'nden bahsediyorsun! Uçak yanlış yere gitmiş olmasın?<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Yok yok rahat ol, doğru zamanda doğru yerdeyiz.</span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Kenya'ya ilk gidişim, işim gereği Afrika ülkelerine uzaktan ya da yerinde bulunarak destek sağlıyorum. Bu sefer rotam Kenya oldu. Türk Havayolları'nın Nairobi'ye her gün karşılıklı seferleri var (THY'ye teşekkürler, her yere direk uçabiliyorum). Gece <a href="x-apple-data-detectors://0" x-apple-data-detectors="true" x-apple-data-detectors-type="calendar-event" x-apple-data-detectors-result="0">00:50'de</a> Atatürk Havalimanı'ndan kalkıyor ve 6,5 saat sürüyor. Rota dümdüz, İstanbul'dan aşağıya doğru dümdüz bir çizgi çiz Nairobi'nin üstüne geliyorsun :)<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bileti aldım, vizeyi kontrol ettim ve Türk vatandaşları için vize gerektiğini öğrendim; almak çok kolay elektronik vizeye başvuruyorsunuz ( <a href="http://evisa.go.ke/">http://evisa.go.ke</a> ) ve ertesi gün onaylanıyor :) Elektronik Vize'yi bastırıp yanınıza almanız gerekiyor. Sonraki adım Kenya'ya giderken istenen aşılar ve kullanılması gereken ilaçları öğrenmek. Hemen Hudut Sınır Sağlığı merkezinden randevu alıp gittim ve doktor ile görüştüm ( <a href="http://www.hssgm.gov.tr/">http://www.hssgm.gov.tr</a> ). Sarıhumma aşısı ve gidilen bölgeye göre sıtma ilacı alınması gerektiğini öğrendim. Sarıhumma aşım olduğu için yanıma aşı kartımı almam gerekiyordu, bir de Nairobi'de sıtma görülmediği için sıtma ilacı kullanmama gerek kalmadı.<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Seyahat günü geldi çattı, uçağa bindim ve uyudum; yemek filan istemedim. 5,5 saat kadar uyumuşum, ertesi gün işe gideceğim için bana çok iyi geldi. Yanımda Türk Havayolları'nın kargo bölümünün Afrika bölge direktörü yanımda oturuyordu. 15 gün İstanbul'da 15 gün bölgede oluyormuş ve bölge merkez ofisi Nairobi'deymiş. Onunla tanışmak iyi oldu, sağ olsun ben hotelden gönderilen taksiye binene kadar bana eşlik etti. Uçaktan inince bizi küçücük bir alana götürdüler, geçici geliş terminaliymiş. Yenisini yapıyorlar, bitince çok güzel olacağına eminim, belki bir dahaki sefere oraya inerim :)<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Nairobi'de SouthernSun otelde kaldım, havalimanı transferlerini de otel ayarladı, gayet güvenli ve iyi oldu; transfer ücreti 37$. Otel biraz pahalı 200$ ama bizim ofisin karşısı; caddenin bir yanında çalışıp diğer yanında uyudum. Zaten dışarıda dolaşmayı pek önermiyorlar.<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Havalimanından otele beni Anthony götürdü, çok güler yüzlü Kenya'lı bir şoför. Nairobi'ye 45dk mesafede bir köyde yaşıyormuş ailesi; eşi ve 3 yaşındaki kızı. Kendisi Nairobi'de yalnız yaşıyormuş ve haftada 1 gün olan izinlerini toplayıp ayda 4 gün ailesinin yanına gidiyormuş. Kızı, babası geldiğinde bağırıyormuş "babam geldiiii, bana hiç kimse yaklaşmasın, sadece onunla oynayacağım" diye. Babalar ve kızları… <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"></p><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9Fe_KMpuxNl3xKEWttRdxNZXZfM1EtHBOuVvpteqOXKhOeW9Lh7ETwSeLhkGFNq7NBJ5HMcD8qeu_HyIJSd3aiCyJFgXJPU99Ye7cRl8hKwy2WFWc_sz7VcAXdqiZJyhyphenhyphen6Ai87IuKkb-H/s640/blogger-image-987268107.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg9Fe_KMpuxNl3xKEWttRdxNZXZfM1EtHBOuVvpteqOXKhOeW9Lh7ETwSeLhkGFNq7NBJ5HMcD8qeu_HyIJSd3aiCyJFgXJPU99Ye7cRl8hKwy2WFWc_sz7VcAXdqiZJyhyphenhyphen6Ai87IuKkb-H/s640/blogger-image-987268107.jpg"></a></div><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Nairobi'de inanılmaz bir trafik var, ben tam yoğun olan zamana denk gelmişim, havaalanından otel 2saat10dk sürdü:( Yolda birçok fotoğraf çektim, genel olarak insanlar işlerine yürüyorlar ya da dolmuşlara biniyorlar. Japon arabaları çok kullanılıyor, Çinliler de yollarını yapıyor. Çok başarılı bir cep telefonu şebekeleri var: Safaricom! Bu şirket inanılmaz etkiledi beni; her yerde çekiyor ve Mpesa denilen bir uygulama ile insanları para taşımaktan, banka hesabı açmaktan ya da banka işlemleri yapmaktan kurtarıyor. Safaricom'dan sim kart alırken size soruyorlar Mpesa'yı da kullanmak istiyor musunuz diye, evet derseniz kimlik kartınız ile kayıt yaptırıyorsunuz ve hesabınız açılıyor. Mpesa yükleme istasyonlarından sim kartınıza para yükleyebiliyorsunuz, o paralar ile alışveriş yapabiliyorsunuz, para transferi yapabiliyorsunuz, borç (kredi gibi) alabiliyorsunuz… para taşımanıza gerek kalmıyor ve şebeke bu yüzden her yerde çekiyor! Başarılı :) Girişimci arkadaşlara duyurulur :)<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"></p><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZ5NxxCC1stiDgWDfmVU4338ZYrSlh_rdbn4p78Mxh6__1Rx4dOpyWXJYmucbAiRHKksRHU97Rznke4f8GsS3dPp4I32GRtd6hnwpKhtL2J37GUDzXhhOprT-eX9GnHsuLxZWH38jQxIop/s640/blogger-image-145790532.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgZ5NxxCC1stiDgWDfmVU4338ZYrSlh_rdbn4p78Mxh6__1Rx4dOpyWXJYmucbAiRHKksRHU97Rznke4f8GsS3dPp4I32GRtd6hnwpKhtL2J37GUDzXhhOprT-eX9GnHsuLxZWH38jQxIop/s640/blogger-image-145790532.jpg"></a></div><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Gelelim Hint kültürü muhabbetine. Bizim oradaki ofisin genel müdürü ve bölge satış direktörü Hintli. Bir firma ile toplantı yaptık, sahibi Hintli. Şehirde bir sürü Hint restoranı ve Hindu Tapınağı var. Ne iş dedim bizim arkadaşa, öğrendim ki bu arkadaşların büyük büyük büyük babaları İngilizler tarafından buraya getirilmiş, getirilme amaçları ise demiryolları işçiliği. Gelen Hintli işçiler burada kalmışlar ve 3 kuşaktır yaşıyorlar. Nairobi'deki yerliler genelde Hristiyan dolayısıyla Kiliseler var, özellikle Mombassa gibi Arap yarımadasına yakın yerlere Araplar gelip Müslümanlığı yaymışlar dolayısıyla camiler var ve Hindu tapınakları var. Herkes birlikte sorunsuz yaşıyor :) Peki nasıl oluyor bu? Güzel bir örnek söyleyeyim; radyoda sabah programı yapan dj şu soruyu soruyor: komşularınız ile ilişkileriniz nasıl? Onlarla geçinebiliyor musunuz? Arayanlar anlatıyorlar; yaşananlar, önyargılar, iyi ve kötü örnekler… dj belli ki sözü dinlenen bir insan, onlara kendince yol gösteriyor. Biz maalesef sürekli eleştiri, yanlışları ortaya koyma programları yapıyoruz. Çözüm ne abi? Tsssssss<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bir akşam Hintli arkadaşlardan biri beni evine davet etti. Eşi vejetaryenmiş, bize harika bir sofra hazırlamış. Masanın ortası dönüyor, istediğini seçip alıyorsun. Yemeğe oturmadan önce Hindu Tanrılarının önüne oturup dua yaptılar, ben de onlara katıldım, sonuçta yollar farklı farklı ama hep aynı yere çıkmıyor mu? Benim için de farklı bir deneyim oldu.</span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><br></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Belki duymuşsunuzdur 2 yıl kadar önce Somalili bir grup Nairobi'de bir eylem yapıp bir alışveriş merkezi basıp 60 kadar insanı öldürmüştü. İşte o alışveriş merkezine gittim, şimdi güvenlik demirleri ile örülmüş ve güvenlik şirketleri tarafından korunuyor. Bu ve arkasından gelen bombalama olayları güvenlik şirketlerine yaramış, her yerlerdeler! Bir de biliyorsunuz Temmuz'da Barack Obama Kenya'yı, baba toprağını ziyaret etti. Başkan Obama gelmeden önce yollara trafik ışıkları konmuş (öncesinde yokmuş) ve kameralar yerleştirilmiş onun geçiş güzergahına. Yavaş yavaş güvenlik delisi bir yer halini almış Nairobi. Şimdi Papa ziyareti var gelecek ay, güvenlik tedbirleri daha da artacak. Halk memnun bu durumdan, onlar sayesinde hükümet bize hizmet ediyor diyor. Güzel bakış açısı.<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Birde ben ordayken Imperial Bank kayyuma devredildi, insanların paraları bankada kaldı. Bizim 90'laeın sonlarındaki halimiz. Millet 2-3 puan daha fazla faiz veren yere gidiyor ve patlıyor. <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hadi uzatma, aklında kalan 3 şeyi söyle deseniz; yeşillik, güler yüzlü insanlar ve kendini aşmaya çalışan bir ülke derim.<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sevgiler,<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Mus</span></p>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-13932052550890631082015-09-17T04:15:00.001+03:002015-09-17T04:15:38.908+03:00Bir garip hayal hali!Yazmak lazım, her an'ı yazmak lazım. Aktarmak kağıda ya da teknolojik kağıtlara... Yazmak lazım, unutmadan tarihe not düşmek...<div>Tahran Imam Humeyni havalimanındayız iş yerinden arkadaşlar ile; hayali dünyamızda, insanlardan kopuk, business class salonlarında takılıyoruz. İnsana uzak, insandan uzak bir halde, olmayan hayali sohbetler! Buysa olmam gereken yer, burdayım! Burdayım ve her türlü öğrenime açığım! </div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-42738713490200895862015-09-09T07:27:00.001+03:002015-09-09T07:27:02.126+03:00Ben insan(e)ım!Rahatsızım olanlardan! Uzaktan izlediğim ülkemde olanlardan, çevremde olanlardan. Bu olanlar ben miyim, yoksa onların yüzleri mi? Benim aynam mı onların mı? Bilmiyorum, bilemedim. Dün akşam bir yabancı arkadaş garson bayana el ile tacizde bulundu! Onun yaptığı, onca komik olan oyuna, erkeklerin uçkur düşkünlüğüne ne demeli? Bunu ben yapmazdım, yapmam ve yapmayacağım da! Ama sadece benim yapmamam değil, belki bir sonraki aşamada yapanları da uyarmak, engellemek gerekiyor belki de! Kınamadan, üzmeden, kazanarak, birleştirerek ve severek! <div><br></div><div>Ülkemde olanlar! Sağ duyulu aklı selim kişilerin çıkıp herkesin karşısında nesaj vermesi gerekmez mi? Benim hocam olan insanlar susmaya karar verdi. Birilerinin konuşması lazım. </div><div><br></div><div>Gözümüzün önünde markalar, ürünler, servisler! Onları geçip arkalarında olup bitenleri görmüyoruz! Bırak görmeyi, görmek için bakmıyoruz bile! Gerçekte ne var? Neler oluyor ve biz ne duyuyoruz? Son günlerde kaç şehit verdiğimizi bilmiyoruz diye paylaşımlar var. Sadece o mu? Bizim gözümüzü boyayan medya + pazarlama dehaları var. Arka tarafı görmemizi engelleyen. </div><div><br></div><div>Peki ne zaman değişti bu? Bir kaç ay önce aynı değil miydi? Ya da bir kaç yıl önce? Tabii ki aynıydı! Peki be değişti? </div><div><br></div><div>Yaşanılan acılar, benim sokağıma kadar gelen terör, yanan arabalar, vs. beni farklı bakmaya itti. Yani olanlardan korkar hale geldim ben ve benim gibiler! 3. Sayfa haberlerinde olan şeyler artık benim de başıma gelebilirdi. </div><div>Korku-panik-psikolojik gerilim ve sistemi besler bir hale geldim! </div><div>Korku-panik-Facebook paylaşımları-kin kusmalar</div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Korku-panik-Twitter paylaşımları-kin kusmaya devamlar</span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Korku-panik-ilişkileri koparmalar</span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Korku-panik-ne yapacağını bilememeler</span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br></span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ey benim gibi olan kardeşim; iyi para kazanan, mortgage ile geleceğini satan, acaba İspanya'dan bir ev alıp EU vatandaşlığına geçer miyim diye düşünenler! Konu sen değilsin! Kendini kurtarmak değil konu! Konu bilinçle topyekün kurtulmak! Sevgi ile birbirine kenetlenme ile ortak akıl ile kurtulma. </span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br></span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Ama bunu ben yapamam, sevgi saçmalıklarına inanmıyorum diyorsun. Olabilir, inanma ama dene! Korkuyu besleme, korku ile ilgili bir düşünce gelince "ben bu düşünceyi satın almıyorum" de. Kalma o düşüncede, derinleşme. Onun yerine iyilik yapmak için girişimde bulun. Git, sokakta mendil satan çocuk ile konuş. Konuşmasan da 5TL ver ve bir mendil al. Sokağında çöplerden beslenen kimler var bak bakalım. Araba ike gezme bugün, yürüyerek geç sokağından. Camını yıkamaya çalışan çocuğa bugün müsaade et. Sadece para isteyen dilenciye para ver. Sana ettiği duaları duy, yüzündeki sevinci, gülümsemeyi gör; bak ve gör. Bunu yapabilirsin, bu senin doğan! At maskeleri, doğduğun gibi ol; saf, mis gibi kokan bebek ol yine. Yani olduğun gibi ol! Sen hiç değişmedin, unutma. Çık bu oyunun içinden. Aynı bebekken yaptığın gibi, insanları izle ve bildiklerini unut; sadece izle ve öğren! Vicdanın ile muhakeme et, sevmediklerini bırak, taklit et ve öğren! Zihninle değil, vicdanın ile. </span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br></span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hadi bugün farklı bir şey yap. Izleme haberleri, sadece insana odaklan. Hepimizin bebek olduğunu ve birilerini taklit ederek öğrendiğini unutma. Evet aslında hepimiz masumuz. Kimseyi suçlama, sadece bebek olmaya çağır herkesi, bak nasıl değişecek dünya! </span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><br></span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sevgiler</span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Mus</span></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-50346643924637994462015-09-01T08:23:00.001+03:002015-09-01T08:23:14.997+03:00Dünya barış günüBugün dünya barış günü. <div>Barış ne demek? Nasıl barış olunur? Nasıl barış içinde yaşanır? Bu topraklarda malesef barış örneğini çok göremiyoruz; öldürülen çocuklar, umut yolculuğunda yitirilen aileler, diktatörlerin halklarını düşman görmesi... Peki sadece bu topraklarda mı? Hayır malesef her yerde benzer görüntüler var. Nedir bu barış için gereken ortam? Uzaya gidip yeni bir gezegende tekrar mı denesek acaba? Orada barış sağlayabilir miyiz ki? </div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Yok olmaz abi, orda da olmaz ! </span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Herkes başkasının barışı ile ilgileniyor, başkasından barış bekliyor. Sen barış içinde yaşıyor musun? Hayatına giren herşey ve herkes ile barış içinde misin? Yediklerinle, yaptıklarınla, işinle, kilonla, aynada gördüğünle<i>, </i>hastalıklarınla, yaranla, sancıyla yaptığın kakanla, ... Sen hepsiyle barış içinde misin? </span></div><div><font face="Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif">Peki ya ben? Burda atıp tutuyorum, ben barış içinde miyim? </font></div><div><font face="Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif">Herkesin kendisi ile barış içinde yaşadığı bir toplum hayal edin, nasıl olurdu? </font></div><div><font face="Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif">Hepimiz şapkayı önümüze koyup düşünelim, kendimiz ile barışalım.</font></div><div><font face="Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif">Sevgiler </font></div><div><font face="Helvetica Neue Light, HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif">Mus</font></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-40330750195527818862015-08-15T09:56:00.001+03:002015-08-16T20:28:45.345+03:00Benim gözümden TahranÇok merak ettiğim bir yerdi İran, bu hafta gittim Tahran'a, çok sevdim ve herkese tavsiye ederim 😄<div><br></div><div>Istanbul'dan Tahran'a hem Atatürk hem de Sabiha Gökçen havalimanlarından uçuş var; THY, Pegasus, Atlas hepsi uçuyor Tahran'a. Türkiye Cumhuriyeti pasaportu olanların vizeye ihtiyacı yok 👍</div><div><br></div><div>Biz Sabiha Gökçen'den uçtuk; gidiş yaklaşık 2,5 saat dönüş de 3 saat sürüyor. Gece yarısı indik Tahran Imam Khomeini Havalimanı'na. Kadınların saçlarını terminale girmeden önce kapatması gerekiyor. Saçların tamamının kapatılması söylense de çoğu kişi saçının ön tarafını açıkta bırakıyor, bir de uzun tunik giymeleri gerekiyor kadınların... Terminale girer girmez pasaport kontrolü var, 5 dk da geçtik kontrolden, hızlıca bitti. Bizi havalimanında bekleyen taksi vardı, oteller ayarlayabiliyor, anlaşmalı taksileri var. Önemli bir bilgi, siz Tahran'da bir otel rezervasyonu yapamıyorsunuz uzaktan, İran'da yaşayan birileri sizin adınıza rezervasyon yapıp ön ödeme yapmak durumunda.<span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Biz Parsian Azadi otelde kaldık, temiz güzel bir otel, geceliği 140€ civarında. 1€ = 36,600 IRR. </span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDVK6cVViOldQJeA09KaUSKv7Q52VPF3QI3qRoGMmhueC5KLwALsKuP7lCz6Bz9mLDL2RRuWmpv0Zp1IrZ8wWXtjm4canz7sShlus8DkG4VVpkOWvSJ-8V40oXokci-o9MDxyiN8e-PP26/s640/blogger-image--112411085.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhDVK6cVViOldQJeA09KaUSKv7Q52VPF3QI3qRoGMmhueC5KLwALsKuP7lCz6Bz9mLDL2RRuWmpv0Zp1IrZ8wWXtjm4canz7sShlus8DkG4VVpkOWvSJ-8V40oXokci-o9MDxyiN8e-PP26/s640/blogger-image--112411085.jpg"></a></div><br></span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Otelden manzaram 😄</span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwKmwFtRe2BzgBuc52KRd7d4POs9ttyTJZdMLYAOTW6G_5bqrbKJC49bxweFSb0rwhWaOZfGhoiw7mWRrOGkgzSQ4b5HanAUmlFFB8o-NVQc36Ml11SM-MISMrrvQvji5zAnmXtD6B1Mbl/s640/blogger-image--1516370437.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwKmwFtRe2BzgBuc52KRd7d4POs9ttyTJZdMLYAOTW6G_5bqrbKJC49bxweFSb0rwhWaOZfGhoiw7mWRrOGkgzSQ4b5HanAUmlFFB8o-NVQc36Ml11SM-MISMrrvQvji5zAnmXtD6B1Mbl/s640/blogger-image--1516370437.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;">Tahran da bir eskilik ve yorgunluk gördüm ben. Bölgedeki diğer ülkelerde gördüğümüz yeni ve yüksek binalar burda pek yok, ambargonun ciddi finansal etkisi olmuş. Taksi şöförümüz makina mühendisi idi, iki iş yapıyormuş; birinci işi otomotivde montaj, ikinci işi taksicilik. Birinci işinden 400$ civarı kazanıyormuş ama kirası 500$ mış... Burda ikinci, üçüncü işe ihtiyaç var dedi bize... </div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Öğle yemeğinde <span style="color: rgba(0, 0, 0, 0.701961); font-family: UICTFontTextStyleBody; -webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0980392); text-decoration: -webkit-letterpress;">Khooneh Restauranta gittik, Tahran'a yolunuz düşerse kesinlikle tavsiye ederim. Sahibi Tiyatro yoneticisi imiş, çalışanlarda tiyatroda sahne alan oyuncuları. İran ev yemekleri sunuyorlar, harika lezzetler. Restauranttan bazı fotolar: </span></div><div class="separator" style="clear: both;"><span style="color: rgba(0, 0, 0, 0.701961); font-family: UICTFontTextStyleBody; -webkit-composition-fill-color: rgba(130, 98, 83, 0.0980392); text-decoration: -webkit-letterpress;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3_PCdp-jbuPPCGjauLLxRLFIeblGuOe2Hwsn-e1b-WRioozqRVMNklUBg3SN1TPwrJ2p4tto3N6REyRzF_h5Oh9TkeKNwZUoHhLKyw7OC5FoVlr9rtcliCOuXIh5uO8JthZMWI3iNPN6_/s640/blogger-image--1591073540.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg3_PCdp-jbuPPCGjauLLxRLFIeblGuOe2Hwsn-e1b-WRioozqRVMNklUBg3SN1TPwrJ2p4tto3N6REyRzF_h5Oh9TkeKNwZUoHhLKyw7OC5FoVlr9rtcliCOuXIh5uO8JthZMWI3iNPN6_/s640/blogger-image--1591073540.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEZzijCPiVXYags-yMj7AQ4byGTw74U-0pYyzkJBQk3N68Hv3Fco_TF1rIDlE2jWEQ5gU-t__wq3J9BKIRDmDbFefEBaGAjxXKYvPE1QVnDj5SFvhBRj4xEgA0zrRQ7HzKvTU9vYBd5oSv/s640/blogger-image-750961554.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgEZzijCPiVXYags-yMj7AQ4byGTw74U-0pYyzkJBQk3N68Hv3Fco_TF1rIDlE2jWEQ5gU-t__wq3J9BKIRDmDbFefEBaGAjxXKYvPE1QVnDj5SFvhBRj4xEgA0zrRQ7HzKvTU9vYBd5oSv/s640/blogger-image-750961554.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiArSX_LSYAAFpYYh2LXydnxR4hEnbv5cxh1MGFPW1BTpyP7YbWdnD7VbJJ8_wUycrC0FsuRX-EiS7jlTL-VgcV1TGaqlMA9ouEvmc_Qr48RAAiTsXAFGRHTiWSBkx1dARB6n8EAXB2cYFy/s640/blogger-image--1157679036.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiArSX_LSYAAFpYYh2LXydnxR4hEnbv5cxh1MGFPW1BTpyP7YbWdnD7VbJJ8_wUycrC0FsuRX-EiS7jlTL-VgcV1TGaqlMA9ouEvmc_Qr48RAAiTsXAFGRHTiWSBkx1dARB6n8EAXB2cYFy/s640/blogger-image--1157679036.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;">Yemeklere gelince... Özellikle öğle yemeklerinde pilav standart üstüne ya da yanına et, tavuk, sebze alıyorsunuz. Şerbetleri harika, ben gül şerbetine bayıldım. </div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhyphenhyphen644reJGR5eiS4O8X_L29KrvjNwYapKmrgWTPBqlWNhKMiAXrbNOjHh-J53h15eVPXdZu3lTjtDCe5WpNH6swvdmdvx4tSA6PeWqjHUUpcx5H9D_rKAXh0jT8KqybObJyH93YP2j9xi1/s640/blogger-image-962242237.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhhyphenhyphen644reJGR5eiS4O8X_L29KrvjNwYapKmrgWTPBqlWNhKMiAXrbNOjHh-J53h15eVPXdZu3lTjtDCe5WpNH6swvdmdvx4tSA6PeWqjHUUpcx5H9D_rKAXh0jT8KqybObJyH93YP2j9xi1/s640/blogger-image-962242237.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;">Akşamüstü Kourosh alışveriş merkezine gittik, aman Allah'ım inanılmaz kalabalıktı... Daha çok yerel markaların ve büyük bir gıda marketinin bulunduğu bir yer burası. </div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiWONZLVJxKNC3G22RXoxunUQ84b_rue1qtE3Z3zJ-WgeNUNbATmjH7nABuiRk5KELUVdK4GpH6KbG6dHlbVvxQOMyXlcfd2qTqkIuoXaS26saTu0MWcbRRF3aw9fPLG4c7BaIvALKQmqR/s640/blogger-image-693646923.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiiWONZLVJxKNC3G22RXoxunUQ84b_rue1qtE3Z3zJ-WgeNUNbATmjH7nABuiRk5KELUVdK4GpH6KbG6dHlbVvxQOMyXlcfd2qTqkIuoXaS26saTu0MWcbRRF3aw9fPLG4c7BaIvALKQmqR/s640/blogger-image-693646923.jpg"></a></div></div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Akşam yemeğinde kebap yedik, Albroz Restaurant tavsiye ederim 👍</div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Ertesi gün öğle yemeği saatini biraz geçirdik ve öğrendik ki restaurantlar öğle yemeğini 2-3 e kadar servis ediyor, sonra akşam yemeğine kadar tek seçeneğiniz sandviç 😔</div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Akşam Sam Center'a gittik. Çok lüks bir alışveriş merkezi. Lüks markalar var, çok büyük değil; 15-20 dükkan var ama Tahran'da dikkat çekiyor. Sam Center'ın üstünde 4 tane lüks restaurant var; bir Ermeni, bir Asya, bir Fransız ve bir İran restaurantı. Biz Leon isimli Ermeni restaurantına gittik, yemekler uluslararası mutfaklardan seçmelerdi... </div><div class="separator" style="clear: both;"><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJgJ-KC6ISv0hEe7U84K8dVNAGjOApkunqp5DqrnceFjbRmdZN1kO6XwUMRuOx39wZh7EI_g_-ItPDcle5GUEh2zp_cvk1fAlW5XUHJFMRpzoHaIIsUZ0iYbb8SVqbbpY_mJYLhtXERipO/s640/blogger-image--272026901.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiJgJ-KC6ISv0hEe7U84K8dVNAGjOApkunqp5DqrnceFjbRmdZN1kO6XwUMRuOx39wZh7EI_g_-ItPDcle5GUEh2zp_cvk1fAlW5XUHJFMRpzoHaIIsUZ0iYbb8SVqbbpY_mJYLhtXERipO/s640/blogger-image--272026901.jpg"></a></div><div class="separator" style="clear: both;">Yemek sonrası bir Cafe'ye gittik, gençler yoğunlukta idi ve nargile içiyorlardı. Herkesin elinde telefon sosyal medyada takılıyorlardı. Genç kadınların saçları bayağı yarıya kadar açık, tam açılınca gelip bir görevli uyarıyordu. </div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Tahran'da bir çok mekanda kablosuz internet var fakat devlet tarafından uygulanan filtre ve yasaklamadan dolayı çok çok yavaş. 3G her yerde çekmiyor, çektiği yerlerde kablosuz internetten daha iyi.</div><div class="separator" style="clear: both;"><br></div><div class="separator" style="clear: both;">Benim gözümden kısaca Tahran böyle, çarşı pazar gezmeye vaktim olmadı ama bir dahaki sefer kesin gideceğim:) </div><br></div></div>Sevgiler </div><div class="separator" style="clear: both;">Mus </div><br></span></div></span></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-6042196211030900212015-08-08T21:20:00.001+03:002015-08-09T11:02:46.782+03:00Köpek fobisiBenim çocukluluğum T.E.K. (Türkiye Elektrik Kurumu) lojmanlarında geçti. Eskiden elektrik devlet eliyle dağıtılırdı, babam da orada hat bakım ustasıydı. Elektrik arızalarına giderlerdi, karanlıkta olanları hemen aydınlığa kavuştururlardı. Elektriği olmayan yerlere direk dikip elektrik götürürlerdi. Bu ülkenin bugün geldiği altyapıyı kurmak için çaba sarfetmiştir bayağı, sağolsun:) <div><br></div><div>Neyse aslında anlatmak istediğim mevzu farklı. Bizim lojmanlar şehir merkezinden uzak, bir köye yakın ve toplu taşıma olmayan bir yerde idi. Dolayısıyla biz okula, çarşıya, pazara yürüyerek giderdik, arabamız da yoktu, zaten o zaman araba sahibi olmak gerçekten lükstü. Hiç unutmam ilkokula gidiyorum, 3 ya da 4 üncü sınıf. Bir kış günü okula doğru yola çıktım, kar yağmış, göz alabildiğine beyaz. Lojmanlardan sonra en yakın yerleşim yaklaşık 1-2 km sonra başlıyor... Yolda yürürken <a href="tel:200-3000" x-apple-data-detectors="true" x-apple-data-detectors-type="telephone" x-apple-data-detectors-result="1">200-300</a> metre ötemde 3-4 köpek farkettim, havlayarak bana doğru koşuyorlar, hoşt moşt dedim ama nafile, bir anda yanımda bittiler... Ne yapacağımı bilemedim, dizlerimin bağı çözüldü, ağlamaya başladım. Köpekler 1 metreden daha az mesafede ve ben perişan bir halde dua ediyorum birşey olsun diye... Hızır gibi yetişti yakınımızdaki köyün bekçisi ve kurtardı beni. </div><div><br></div><div>Geçen akşam bir toplantıdan çıktım, saat epey geç olmuştu. Bir kaç katılımcı ile laflarken yanımızdan bir aile geçti, delikanlı çocuğun tasmasını tuttuğu köpek yanımdaki bayan arkadaşın yanına geldi ve bayan arkadaş çığlık atarak kaçtı arkama saklandı. Aklı alındı kadıncağızın, kısa süreli bir şok geçirdi... <span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Hemen o kış günü geldi aklıma, empati yaptım ve bunları yazmaya karar verdim. </span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><br></span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Köpek besleyen dostlarıma sesleniyorum. Biliyorum köpeğiniz bir şey yapmaz, ısırmaz, sadece koklamak istiyor ya da oyun yapıyor ama lütfen köpeklerinizin başka insanlara yaklaşmasını ve onları korkutmasını engelleyin. </span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><br></span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Hepinize teşekkür ediyorum. </span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;"><br></span></div><div><span style="font-family: 'Helvetica Neue Light', HelveticaNeue-Light, helvetica, arial, sans-serif;">Mus</span></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-2677256340215618532015-08-04T16:30:00.001+03:002015-08-04T16:30:46.645+03:00Kozmetiğe hayır!<span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Tam kapıyı kapatırken aklına geldi genç adamın, parfüm sürmeden çıktım dedi kendi kendine. Duş yapmıştı, mis gibi sabun kokuyordu, annesinin onu küçükken yıkadığı saf sabun... Hala o kadar saf mı? Hala o kadar temiz miyim ve sabun beni temizliyor mu diye düşündü. Bir yandan asansörü bekliyor bir yandan geri dönüp dönmemeyi düşünüyordu. Dönmeyeceğim dedi kararlılıkla, dönmeyeceğim! Benim tenimin gül kokusunun üstüne neden o parfümü süreyim dedi, onlarca, yüzlerce lira para akıtılan ve insanlığa hiç bir yararı olmazken doğaya zarar veren o parfümü sürmeyecekti.<br>Pazarlamacıların, reklamcıların zihniyle oynayarak almaya ikna ettiği güzel bir parfümü vardı, herkeste çok beğeniyordu. Ama işte o bir zihin oyunu neticesinde bir sürü para verilerek alınmıştı! O para ile kaç çocuk okurdu ya da kaç aç doyardı... Iki gün önce bir arkadaşı ile konuşmuştu, arkadaşı ona insanların yardım için para bulamadıklarını söylüyordu... Ne garipti; restoranlarda, barlarda yiyilen içilenler, giyim kuşam ve parfümlere verilen paralar! <br>Hayır dedi genç adam artık hayali stresle harcanan paraya hayır! Gerçek ihtiyacım ne ise ona harcayacağım dedi...<br>Bir huzur duydu, düşüncesi bile güzeldi. Şimdi yapması gerekiyordu ve yapacaktı! </span>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-24388173866728386382015-07-09T12:09:00.001+03:002015-07-09T12:09:59.085+03:00Karşılıksız Sevgi üstüne saçmalamalar<p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Özellikle sabahları kendi kendime konuşmayı çok severim. Bu sabah da traş olurken kendi kendime konuşmaya başladım. Hayatıma giren birkaç kişi geldi aklıma, bazılarına kızgınlık, bazılarını sevgi ile andım. Aslında o kişiler yoktu, onları hiç tanımamıştım; onlar benim o anki yansımalarımdı.<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Her zaman uğraştığım konular ve sınavlarım oluyor, bunları yaşarken o konu ile ilgili birileri giriyor hayatıma. Ben kendimi görüyorum onlarda, ne yaşanırsa yaşanıyor ve ben sanki karşımdaki yaşıyormuş gibi izliyorum! Aslında öyle olmuyor, karşımdaki değil ben yaşıyorum ne yaşanıyorsa. Benim algım karşımdakini yaratıyor. Bu süreçte karşımdakine kızmıyorum aslında kendime kızıyorum ya da karşımdakini sevmiyorum kendimi seviyorum. Konu karşı tarafın değil benim, aynadaki benim! <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bunları düşünürken peki ya "karşılıksız sevgi nasıl oluyor?" diye sordum kendi kendime. Her halimi kabul edip kendime sıkı sıkı sarılıp her halimi sevdiğim zaman karşılıksız seviyorum diyebilirim. Burada biliyorum ki ak sütten çıkmış ak kaşık değilim ama şunu biliyorum ki ne yaşanması gerekiyorsa yaşanıyor ve ben de rolümü oynuyorum ve bana verilen görevi yerine getiriyorum, ikiliği düşünmeden "her işte bir hayır vardır" düşüncesi ile. <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Peki bunu sürdürebilmek mümkün mü diyorum (zihnim hemen geleceğe gidiyor!). Neyi niye sürdürülebilir mi diye düşüneyim ki, şu anda bunu yapmak yeterli. Kendi bataklığımda, kendimin farkında olarak anları yaşamaya devam. <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"> <o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Sevgiler,<o:p></o:p></span></p><p style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt;"><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Mus</span></p>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-40770720075626722452015-07-03T17:56:00.000+03:002015-07-04T10:53:58.711+03:00Nijerya Seyahati - tecrübelerimLagos'da bir etkinlik olacağını duyduğumda çok heyecanlanmıştım; yeni bir yer görmek, yeni insanlarla tanışma fırsatı bulacaktım. Bu sevincim çok uzun sür(e)medi, çünkü kime Lagos'a gideceğim desem bana bir sürü olumsuz şey söylemeye başladı... Bir de üzerine bizim merkezi birimden gelen mektup eklenince tam oldu; mektupta şirket çalışanlarının neleri yapması, neleri yapmaması gerektiği yazıyordu:<br>
- Gece uçuşu yapmayın; Türk Havayolları yerel saatle 21:00'de iniyor :(<br>
- Havalimanında terminal içinden karşılama yapılacak, zırhlı araç ve güvenlik eşliğinde otele götürüleceksiniz; adam kaçırma, terör, bombalama tehditleri var...<br>
- Gitmeden Sarı Humma aşısı yaptırın<br>
- Sıtma ilacı kullanın<br>
- Sineğe karşı sinek kovucu ilaçlar sürün<br>
- ...<br>
gitme daha iyi :) ama bunlar beni durduramadı :)<br>
<br>
Nijerya için vizeye ihtiyacınız var : http://nijeryavizesi.com/<br>
<br>Eğer daha önce yaptırmadıysanız sarı humma aşısı yaptırıp, aşı kartı almanız gerekiyor, aynı zamanda Hudut sağlığı birimindeki doktor size sıtma ilacı verecek; gitmeden iki gün önce başlamalı, Nijerya'da iken ve döndükten sonra 7 gün daha kullanmalısınız. http://www.hssgm.gov.tr/menu/iletisim/iletisim.aspx<br>
<br>
Türk Havayolları her gün Lagos'a uçuyor, uçuş yaklaşık 7 saat sürüyor.<br>
<br>
Ben Lagos'a indiğimde, daha önce öğretildiği üzere Ebola kontrolünden geçtikten sonra beni karşılayacak kişiyi beklemye başladım fakat gelen giden yoktu. Cep telefonumdan sorumlu kişiyi aramaya çalıştım ama malesef telefon arama yapmıyordu. Kısa süreli bir panik yaşadım! Farklı GSM operatörü seçtim ama olmadı! Gelen giden yoktu, hmmm şimdi ne yapacağım diye düşünmeye başladım. Nijerya'nın genel müdürü arkadaşım olduğu için onun telefonu da var bende, onu aradım ve ikinci aramada düştü telefon, havalara uçtum :) Bekleme, pasaport kontrolünden geç dedi, ben görevliyi bagaj alıma göndereceğim dedi. Ona güvendim ve pasaport kontrolünden geçtim, o arada Bosch t-shirt'ü giyen bir adam gördüm ve oh be kurtuldum diye dşündüm :)<br>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwgTvN_LY8nTA_zz4R0LL1NzvFsS7GVKao4meAE9QndNNueiwfxo2gIzqYGtYTWDyr3_jocTLhIVc0AaXvcz6gAr_TbBEhZMsdvxUj29aIUSj4jQdUNKvGP9sFCNcdw0u-LNRq_CyETemR/s1600/IMG_9385.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgwgTvN_LY8nTA_zz4R0LL1NzvFsS7GVKao4meAE9QndNNueiwfxo2gIzqYGtYTWDyr3_jocTLhIVc0AaXvcz6gAr_TbBEhZMsdvxUj29aIUSj4jQdUNKvGP9sFCNcdw0u-LNRq_CyETemR/s320/IMG_9385.JPG" width="320"></a><br>
Bagaj alım alanında Türkiye'den gelenler sinkov'ları sürmeye başladılar. Ben, görevli ile birlikte diğer ülkelerden gelen meslekdaşları beklemek üzere bekleme alanına gittim. Ordan yandaki resmi çektim, ordaki yeşil tabela dikkatimi çekti, şöyle yazıyordu: Yangın veya <u>Bomba alarmında</u> diplomatik araç park yerinde toplanınız. Bomba alarmı? güzel :)<br>
<br>
Portekiz'den gelen 2 arkadaş vardı, onlarla birlikte dışarı çıktık. Acayip bir nemli bir hava vardı. 3 Görevli ve 3 yolcu olmak üzere 6 kişiydik. 2 Toyota Corolla ile yola çıktık, yollar kötü bir asfalt ve şerit çizgileri yoktu, olsa da neye yarar! Burada araç kullanmak ciddi bir cesaret ister, hani Türkiye'de zor ama burda neredeyse kural yok!<br>
<br>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjD6EQNIPZZ4xFU_h_3SMYhQXalGWk3V64-wV3cLFfO0PH4wXoT3JryjE1mKaoifAjjyYmOnLrFXFyb_JQr2B04FxHULZdeYxxWYfTl1C6AsS6OBle6NEtlpg_XzB38cuGxT8Uzdv1oKy26/s1600/IMG_9389.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjD6EQNIPZZ4xFU_h_3SMYhQXalGWk3V64-wV3cLFfO0PH4wXoT3JryjE1mKaoifAjjyYmOnLrFXFyb_JQr2B04FxHULZdeYxxWYfTl1C6AsS6OBle6NEtlpg_XzB38cuGxT8Uzdv1oKy26/s320/IMG_9389.JPG" width="320"></a>Inter Continental Hotel'e vardığımızda bir rahatlama oldu, eve gelmiş gibi oldum :)<br>
<br>
Ertesi sabah otel odasından yandaki resimi çektim, otel penceresinden çok modern bir şehir gibi görünüyor Lagos. Lagos'da 21 Milyon kişi yaşıyor ve çok büyük bir şehir, bizim kaldığımız yer Victoria Island, en lüks yerleşim alanı. <br>
<br>
Bizim etkinlik otelde yapılacaktı ama biz Lagos ofisi görmek ve oradaki meslekdaşlar ile tanışmak istiyorduk ve bu yüzden 4-5 kişi ofise gittik. Benim için bu önemliydi çünkü bu ofisi benim ekibim hazırladı :)<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinwtt9criML-2m2nA8CfbHUmCXbDizSUPK1zJg3JZ1HDmDFnHFCK83wgURI-g_TGS0rsIMFacnOdbmTxI6ikKw19pSEzTi5Vqxjx9Nxy4HJ9sPwuoeiRQa-eT0s6QkN_XPsykfe9E_34Ma/s1600/IMG_9393.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinwtt9criML-2m2nA8CfbHUmCXbDizSUPK1zJg3JZ1HDmDFnHFCK83wgURI-g_TGS0rsIMFacnOdbmTxI6ikKw19pSEzTi5Vqxjx9Nxy4HJ9sPwuoeiRQa-eT0s6QkN_XPsykfe9E_34Ma/s320/IMG_9393.JPG" width="320"></a></div>
Lagos'da inanılmaz bir trafik var. İstanbul'daki trafiğe göre daha kötü olduğunu söyleyebilirim. Bu yüzden tuk-tuk'lar çok işe yarıyor, küçük ve kıvrak :)<br>
<br>
Bizim ofis Ikeja denilen güvenli bir bölgede. Ofise ulaştığımızda gördüm ki nereye gidersem gideyim Bosch ofisleri hep birbirine benziyor. Kendimizi evde hissetmemiz için :)<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwWARaGtfeMQsV2Uv4LjyYOh-SZ43O-DBn40jwKizd56rKNCPmgL3Cf4T9j8O4nyVWbpNBhw5Nuew4-t5-slZq_9y9Wx5W4CvxSQ_cFcmuqyqYWzVmNiMAg2bIFYd69OexzeMd0bTHKNfV/s1600/IMG_9394.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiwWARaGtfeMQsV2Uv4LjyYOh-SZ43O-DBn40jwKizd56rKNCPmgL3Cf4T9j8O4nyVWbpNBhw5Nuew4-t5-slZq_9y9Wx5W4CvxSQ_cFcmuqyqYWzVmNiMAg2bIFYd69OexzeMd0bTHKNfV/s320/IMG_9394.JPG" width="320"></a></div>
<br>Bu resmi ofis penceresinden çektim, görüldüğü gibi elinde tüfek olan bir insan var. Lagos'da bir çok asker / polis / güvenlik görevlisi var ve silahlılar, tabii ki bizim ofisin bahçesinde de...<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrDLzm7dJ4wKs1IGwv13_hndEHHD4-t_ZO-MR8_Z-FSgBF9RUZx1Q8xdd4MeJNXF74k9l83Yy-HMILBcerBat6Efc-hlWwRSNasyDYlpTMhQQfvpebBg5wIG9dSBP86s-S59y1cvrfjEcl/s1600/IMG_9397.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrDLzm7dJ4wKs1IGwv13_hndEHHD4-t_ZO-MR8_Z-FSgBF9RUZx1Q8xdd4MeJNXF74k9l83Yy-HMILBcerBat6Efc-hlWwRSNasyDYlpTMhQQfvpebBg5wIG9dSBP86s-S59y1cvrfjEcl/s320/IMG_9397.JPG" width="320"></a></div>
Her saatte trafik var Lagos'da:<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5MvbZOuHpWAL9PrXNik1sKyM3A6T3NzqomnE2988k7JAnZ_LzO8tmYkYyHlKJK8qFZOH-hvjlGfuYR3BaoIogt2BPvxJGp-GfQ4P4Flgp35US0wyQAIDPOXAlHyVbifyhJPHly3cxzKz3/s1600/IMG_9401.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg5MvbZOuHpWAL9PrXNik1sKyM3A6T3NzqomnE2988k7JAnZ_LzO8tmYkYyHlKJK8qFZOH-hvjlGfuYR3BaoIogt2BPvxJGp-GfQ4P4Flgp35US0wyQAIDPOXAlHyVbifyhJPHly3cxzKz3/s320/IMG_9401.JPG" width="320"></a></div>
<br>
<br>
Ofisten dönerken araçtan birkaç fotoğraf çektim. Yandaki fotoğrafta bir satış tezgahı var, satıcı kadın uyuyor.<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCxCnUp9YxCGlPByPffdkAkUdmzpgqo07CQpWsMlqzxQX6_qFMAyyiXHjhdZEv_-K6umbcgznDgfUAc39hSn5OSOzKlnTRsE_yKsaGSZb69Qg_931c8G4q4BEeu3Fy80eQQN1rNe-wVMOy/s1600/IMG_9402.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjCxCnUp9YxCGlPByPffdkAkUdmzpgqo07CQpWsMlqzxQX6_qFMAyyiXHjhdZEv_-K6umbcgznDgfUAc39hSn5OSOzKlnTRsE_yKsaGSZb69Qg_931c8G4q4BEeu3Fy80eQQN1rNe-wVMOy/s320/IMG_9402.JPG" width="320"></a></div>
<br>
Yol kenarındaki butik. <br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiafzOq-N6Be6uCVCkNRZ2gPDb2DiMMHwZZNCXa6Ico_B6-NONxF9N6nWUxPyFmb6yQ1zQBxAHsoliJBHR4j_CXcYcPrs2TJtoH1z_vAIM7B3hblx1vnrIgCc9VHkq7dI6oO2Xo8snSY5ZQ/s1600/IMG_9408.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiafzOq-N6Be6uCVCkNRZ2gPDb2DiMMHwZZNCXa6Ico_B6-NONxF9N6nWUxPyFmb6yQ1zQBxAHsoliJBHR4j_CXcYcPrs2TJtoH1z_vAIM7B3hblx1vnrIgCc9VHkq7dI6oO2Xo8snSY5ZQ/s320/IMG_9408.JPG" width="320"></a></div>
<br>
Piliç çevirme :)<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilF_EMBcs6NCWA1CKz-snqIB7O4I4pC3vrIp1_N3D5uouqEGcwXQolDsi6Dpit2iVa2uxuvU1g0RgiSZ2lOyxiqCAxjdznSMYnMn2pYqD3mOHDI6hZr6NYnq3OVuQzW5YQP63n7Aj5FitP/s1600/IMG_9409.JPG" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="240" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEilF_EMBcs6NCWA1CKz-snqIB7O4I4pC3vrIp1_N3D5uouqEGcwXQolDsi6Dpit2iVa2uxuvU1g0RgiSZ2lOyxiqCAxjdznSMYnMn2pYqD3mOHDI6hZr6NYnq3OVuQzW5YQP63n7Aj5FitP/s320/IMG_9409.JPG" width="320"></a></div>
<br>
Nijerya'da elektrik ciddi bir problem. Elektrikler sürekli kesiliyor ve otellerde, ofislerde sürekli jeneratör kullanıyor. Tabii ki elektrik olmayan alanlar da var, bu yüzden bir çok yerde jeneratörler görebiliyorsunuz. Burda da bir atölye var, jeneratör satış / tamiri yapıyor.<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgn3F5kA0nEY1SEFrBfABNlZ2WJX-1YgW_MjWQspGQyhpg3SaHcXlg-MZxinbOp3PqOcU6fKIw-GkE0nhr2k5Xn5O0BYjscRygZCJZstENakVugzoIzD6nrCR6fxv6h8QbIDG2Y1geW8wyE/s1600/IMG_9438.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgn3F5kA0nEY1SEFrBfABNlZ2WJX-1YgW_MjWQspGQyhpg3SaHcXlg-MZxinbOp3PqOcU6fKIw-GkE0nhr2k5Xn5O0BYjscRygZCJZstENakVugzoIzD6nrCR6fxv6h8QbIDG2Y1geW8wyE/s320/IMG_9438.JPG" width="320"></a></div>
Lagos'da acayip yüksek nem oranı var ve benim orada olduğum 4 gün bir yağmur yağdı, bir güneş açtı. Bunaltıcı bir nem vardı!<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
Etkinlik sonrasında havalimanına gitmek üzere hazırlandık; 2 minibüs dolusu Bosch çalışanı, bir askeri araç ile yola çıktık. Yoğun trafiğin arasında sürekli sirenleri öten askeri araç bize yol açıyor ve bizi koruyordu. Tüfek taşıyan asker ara ara iniyor, araçları yolu açmaları için tehdit ediyordu. Bu sahne beni çok rahatsız etti, Türkiye'de siyasiler yolu kapatıyor, üstünlük sağlıyor diye eleştirirken şimdi ben böyle bir servis alıyordum! <br>
<br>Afrika günümüz büyük güçleri için son fırsat, o yüzden herkes Afrika'da; Çinlisi, Hintlisi, Almanı, Amerikalısı... Herkes bu kıtadan pay kapmak peşinde; stratejik planlar, ofisler, üretim alanları... En fazla 50 yılda buradaki ülkeler ve ekonomiler de iyi bir seviyeye gelecek veeeee sonra? Ya başa geri döneceğiz, ya da dünyayı terkedeceğiz. <br><br>
Genel olarak bir güvenlik ve sağlık problemi yaşamadığım için şükür ediyorum :) Oralara gidecek olan olur ise, her zaman tecrübelerimi paylaşabilirim.<br>
<br>
sevgiler<br>
Mus<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>
<br>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-58293908411683379952015-06-30T04:26:00.001+03:002015-06-30T04:26:43.644+03:00Mutluluk mevzusu<div>Mutluluk kolay şey değildir. </div><div>Onu kendimizde bulmak çok zordur, başka yerde ise hiç bulamayız. </div><div><i>Nicolas Chamfort</i></div><div><i><br></i></div><div>Böyle demiş Nicolas Chamfort! Akşamdan beri bu sözü düşünüyorum, bir sürü şey geliyor aklıma... Temelde kesinlikle hemfikirim Nikılıs amca ile, mutluluk kesinlikle dışarıda bulunacak ya da dışarıdan gelen etkilerle sağlanabilecek bir şey değil. </div><div><br></div><div>Zaman zaman konuşmalara şahit olurum, mutluluk = para, mutluluk = evlilik, mutluluk = aşk, mutluluk = ... </div><div>Bence hiç biri değil, Can hocam söylemişti ve benim en sevdiğim tanım o; mutluluk, olanı kabul etmektir. Evet bu kadar basit, zihni aradan çek olana bak ve kabul et. </div><div><br></div><div>Yaw deli misin kardeşim gecenin yarısı felsefik atıp tutmalar... Git yat! </div><div><br></div><div>Hadi iyi geceler :)</div><div><br></div><div>Ha unutmadan, mutluluk diye kelimeye de takılıp kalmayın, önünüze geleni kabul edin, şükredin yaşayın. Kelimeler de bizi hasta ediyor! </div><div><br></div><div>Sevgiyle kalın,</div><div>Mus </div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-50711974541450761122015-02-15T12:49:00.001+02:002015-02-15T12:49:03.254+02:00Bakış açını değiştir!Dün sevgisizlik günü idi, dün sevgilimi kardeşimiz, kızımız Özgecan'ı kaybettiğimiz gündü. Malesef Türkiye'de her 4 saatte bir taciz / tecavüz vakası oluyor; %1 i erkek, %27 si kadın ve %72 si çocuk! Çarpıcı değil mi? <div>Peki nasıl oluyor bu?</div><div><br></div><div>Çocukken hatırlarım, aklımız ermeye başladığımızda abilerimizden cinsellik ile ilgili hikayeler duyardık. Sohbetler, iktidarsız olmadığını göstermeye çalışanların abilerin gövde gösterisi şeklinde olurdu. Sonra bizler de katılmaya başladık sohbetlere; kim daha uzağa işeyecek veya kiminki daha büyük tartışmaları idi genelde konular. Sonra cinsel ilişkiler, kimin daha fazla skoru var, seks dergileri, filmler, vs... Bu konuyu derinleştirmek ve incelemek gerekir ama bu ortam doğru değil. </div><div><br></div><div>Bu zihniyetle büyüyen erkek, kadını bir seks objesi olarak görüyor ve karşındakinin bir insan olduğunu unutuyor. </div><div><br></div><div>Bugüne bakınca tablo bana çok acı görünüyor, çünkü yukarıda verdiğim rakamlara şirketlerde yöneticisinin tacizine uğrayan, köyde eşek peşinde koşan, şehirde kedi kovalayanlar yok! </div><div><br></div><div>Önce konuya kendimizden başlayalım, bakış açımızı değiştirelim; etek giymiş kadının bacağına değil, yüzüne bakalım, tayt giymiş kadının arkasından yürürken kadının poposundan çekelim gözlerimizi, çocuklarımıza cinselliği biz anlatalım, tabu olmasın ve saçma sapan bilgiler donanmasınlar, en önemlisi kendi köşemize odaklanalım ve orayı aydınlatmaya bakalım.</div><div><br></div><div>Sevgiyle Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-77437181150737628382015-01-21T17:12:00.000+02:002015-01-21T17:13:00.471+02:00Kar tanesiStuttgart, 20.01.2015<br />
<br />
Köşedeki toplantı odasında oturuyorum. Ekranda iş için kritik bir şeyler var... Bir anlatan kişiye bakıyorum bir de pencereden dışarıya... Çok yüksek bir ağaç var, yapraklarını dökmüş. Yorgun gözüküyor... Acaba bu onun yorgunluğu mu yoksa benim yansımam mı?<br />
<br />
Üzerine düşen kar tanelerini tutamayacak kadar cılız bazı dalları, dalların arasından geçip yere varıyor birçok kar tanesi. Yorgun bir savaşçı edasıyla kucaklıyor ıslak toprağı, belki de köklerinin ihtiyacı vardır bu kar tanesinin getirdiği suya, canlılığa ve hayata. Eğer bir kar tanesi canlılık, hayat verecek kadar güçlü ise benim ne işim var bu odada? binlercesini kaçırmak neye mal oluyor bana... <br />
<br />
Aklımda deli düşünceler dönüyorum konuya, aslında olmayan ve beyinlerimizin yarattığı sanal problemlere ve hiç bir zaman çözüm omayan önerilere... Bir kar tanesi bir sunuş, bir kar tanesi bir sunuş...<br />
<br />
Yes, I agree! diyorum, katılıyorum yani, katılıyorum...<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVcssIYGu_fOvtPAyzZiDDg9ruADz-QGEDAlzZjJUAGSXbOiV-HErIUWPS6PqL0_Y-aI3tAQ6MQkRVkWD_-5i1KaPlNTbAGqZ0rd6Y6Kr2NvEQJlsYSPNQFnFnNvcFxwxBz8mQgYcVwU8M/s1600/kar-stuttgart.JPG" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiVcssIYGu_fOvtPAyzZiDDg9ruADz-QGEDAlzZjJUAGSXbOiV-HErIUWPS6PqL0_Y-aI3tAQ6MQkRVkWD_-5i1KaPlNTbAGqZ0rd6Y6Kr2NvEQJlsYSPNQFnFnNvcFxwxBz8mQgYcVwU8M/s1600/kar-stuttgart.JPG" height="240" width="320" /></a></div>
<br />Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-89753626789959166442014-11-24T19:16:00.001+02:002014-11-24T19:16:25.166+02:00Organizasyon dedikleri...Havalimanında oturuyorum, yan masamda iki şık giyimli bey oturuyordu. Orta yaşlı olan, genç olana "bir kağıt kalem çıkar" dedi. Genç olan çıkardı kağıdı kalemi. "Organizasyonu çiz" dedi, "ama kutular boş olsun". Genç olan çizdi bir şekil, isim koymadı. Sonra "organizasyonu istediğin gibi şekillendir, ben dahil herkesi değiştirebilirsin" dedi. Genç biraz şaşkın, biraz çekingen şekilde başladı. Karşılıklı konuşmalar ile isimler çıkmaya başladı, o bunu iyi yapar, bu şunu kötü yapar... Açıldı genç olan... Bir çok isim, bir çok gözlem... O insanların bu gözlemlerden haberi olduğu meçhul! Uçağa az bir vakit kaldı, aldı orta yaşlı kağıtları... <div><br></div><div>Sonrası mı? Muhtemelen board'da konuşulur ve yeni organizasyon açıklanır. Ya da bir beyin egsersizi olarak kalır bir yerlerde... İlüzyonun içinde akıl oyunları işte! Acımasız! Boş vakitleri doldurmak için insan santrancı! </div><div><br></div><div>Ilüzyonun içinde çoktur böyle şeyler, şaşırmadın zaten sende. Bir kaptırdın mı kendini duramazsın; kariyer filan... Sonra ya Koçluk eğitiminde bulursun kendini ya da psikologda... Ama hep bir şey eksik, evet biliyorum eksik ve bu eksikliği sen yaratıyorsun! Neden burdasın? Para kazanmak ya da kariyer yapmak için mi? </div><div><br></div><div>Seni bilmem ama benim amacım bu değil ! </div><div><br></div><div>Iyi düşünmeler </div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-62284315316246183942014-11-17T23:11:00.001+02:002014-11-17T23:12:35.332+02:00En güzel yorgunlukDün akşam 8 civarı uyudum ve bu sabah zar zor kalktım, et kesmiş bacaklarım, acayip yorgunum... Yorgunum; çok ama çok güzel bir yorgunluk bu... Bir of bile yok, içim içime sığmıyor, içim huzur dolu... Bu başka yorgunluk, bu; Pelin'in kahramanı olmak, koruncuklara sıcacık yuva sağlamak, onların ihtiyaçlarını karşılayabilmek için küçücük bir yorgunluk... <div><br></div><div>Hafta sonu İstanbul Maratonu'nda 10km koştum, çok keyifli bir gün geçti... Binlerce insan koştu ve aralarında bir grup vardı ki onlar farklı... Onlar farkındalık için, bağış toplamak için koştu; yok hayır onlar kanatlanıp uçtu... Bir kez daha sevginin nasıl yayıldığını ve insanın sevgiyle yapamayacağı şey olmadığını gördüm... Sevgi için çaba, dayanışma için gayret gösterdi bir grup insan... Sağolun varolun...</div><div><br></div><div>Tabi o bir grup insana destek olan, dua eden, bağış gönderen ve onlara gönül kapılarını açanlar var bir de... Çooook teşekkürler sizlere de... </div><div><br></div><div>Koruncuk kahramanları projemiz halen devam ediyor, koşu bitti ama proje Aralık ortasına kadar devam ediyor, koruncuklara siz de yardım etmek isterseniz: </div><div><br></div><div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Bağışınızı aşağıdaki açıklama ile yapmanız benim takibim için oldukça önemli (AA Adım Adım’ın kısaltması ve MAyhan benim koşucu kodum)<font>.</font></font></div><div><b style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">AÇIKLAMA : "AA MAyhan ADINIZ SOYADINIZ"</b></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">BANKA ADI : Akbank Gayrettepe Şubesi ALICI ADI : Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı</span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Hesap No : 192700 IBAN No : TR48 <a href="x-apple-data-detectors://7" x-apple-data-detectors="true" x-apple-data-detectors-type="misc" x-apple-data-detectors-result="7">0004 6002 8788 8000 1927 00</a></span></div><div><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Pay Pal : <a href="https://www.koruncuk.org/elverinhayatatutunsun/paypalilebagis"><u>https://www.koruncuk.org/elverinhayatatutunsun/paypalilebagis</u></a></span></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);">Kredi karti ile bagis icin: <font><u><a href="https://www.koruncuk.org/elverinhayatatutunsun/onlinebagis">https://www.koruncuk.org/elverinhayatatutunsun/onlinebagis</a></u></font></font></div></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><font><br></font></font></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><font>Seneye 15km koşacağım, sevgiyi yaymak ve daha fazla insana dokunmak için...</font></font></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><font><br></font></font></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><font>Sevgiyle kalın</font></font></div><div><font style="-webkit-text-size-adjust: auto; background-color: rgba(255, 255, 255, 0);"><font>Mus</font></font></div><br><div class="separator" style="clear: both;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRmTmQnGBgJ2UW9O0uaaIJ91sOc9wTWs_uPhs1hmlmMgWt-H69r-A2eFYtnKJei9sOIniy0iFMF-mL9C4cd26k5AyZqoXgnB78ghfgSapIWUROgFvpfccx8hK1z0iUmuxgD3-2u5SNIM1N/s640/blogger-image--610852646.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRmTmQnGBgJ2UW9O0uaaIJ91sOc9wTWs_uPhs1hmlmMgWt-H69r-A2eFYtnKJei9sOIniy0iFMF-mL9C4cd26k5AyZqoXgnB78ghfgSapIWUROgFvpfccx8hK1z0iUmuxgD3-2u5SNIM1N/s640/blogger-image--610852646.jpg"></a></div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-85855868873690200952014-11-12T10:55:00.001+02:002014-11-12T10:55:09.584+02:00Geçmişteki hatalarSor bakalım kendine; zihnin en çok ne ile meşgul? En çok, mmmm galiba geçmişte yaşananlar ile meşgul; iyi olanlar değil, kötü anılar, pişmanlıkla ve yalanlar. Isıtıp ısıtıp temcit pilavı gibi koyuyor önüme. O anda ne varsa önümde farketmiyor, gidiyor zihnim, duygularım, bedenim geçmişe. <div><br></div><div>Bizim evde uzunca bir zaman mikrodalga fırın olmadı, yeni bir pratik bizim için. Şunu farkettim ki, mikrodalga ile bir şeyi ısıtırsanız inanılmaz sıcak oluyor ve yakıyor, diğer yandan bence tadını da götürüyor. İyi de ne alaka şimdi demeyin! Zihnim de mikrodalga fırın gibi işte, çok kısa sürede eski hatalarımı karşıma getiriyor; çok sıcak, yakıcı ve bayat bir şekilde! Ben bunu istemiyorum artık.</div><div><br></div><div>İyi de ne yapacaksın ? Ne mi yapacağım, benim inancıma göre dünyadaki her iyi ve kötü yaptığım şey kayıt ediliyor melekler tarafımdan; iyiler sağ tarafımdaki, kötüler sol tarafımdaki melek tarafından. Eğer Allah bu iş ile ilgili iki melek görevlendirdi ise ve hesabımı ahirette verecek isem neden bu dünyada kendime işkence ediyorum? Meleklerime bırakıyorum kayıt görevini ve raporlamasını. Ben bir saniye önceki Mustafa değilim, o öldü. Şimdi yeni bir ben var. </div><div><br></div><div>Bu geçmiş ile ilgili benim deneyimim ve işe yarıyor. Tavsiye ederim. </div><div><br></div><div>Sevgiler </div><div>Mus</div>Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-8934974751023495235.post-78040366150650172832014-10-16T14:27:00.000+03:002014-10-16T14:27:32.661+03:00Gönlüm beni yanıltmaz!Aslında hep bir tercih yapıyoruz; hüzün / sevinç, sevgi / nefret,... Çok ince bir çizgi var aralarında; hop oraya, hop buraya zıplayıp duruyorum, tıpkı bilgisayar oyunlarındaki gibi; bir sağa, bir sola. Kendimi dinlediğim zamanlarda biliyorum nerede olmak istediğimi. Ama zaman zaman şehrin karmaşası, seyahatler, iş hayatındaki konular beni hızlandırıyor.<br />
<div>
<br /></div>
<div>
Peki hızlanmak da bir tercih değil mi? Kesinlikle bir tercih; hızlanmadan, hayali streslere kapılmadan yaşamak mümkün. Kişilere takılmadan, olaylara odaklanıp, herkesi ve herşeyi sevip kucaklayarak yaşamak mümkün. Direk değilim ki ben bu dünyaya, ben bir dervişim; yaşadım, yürüyorum ve gidiyorum...</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Selametle ey derviş</div>
<div>
Selametle git yâre</div>
<div>
Selam olsun gittiğin yere</div>
<div>
Senin gittiğin yer olur yöre</div>
<div>
Tutunma sakın âdete, örfe</div>
<div>
<br /></div>
<div>
İçinde bulunduğum ekosisteme ne kadar çok kulak verirsem o kadar kayboluyorum. Artık kulaklarımı kapatıyorum çünkü sadece belirli frekans aralığını duyabiliyor, gözlerimi de, ağzımı da... Bu duygular beni yanıltıyor, bir tek gönlüm açık; en güvendiğim, en sevdiğim gönlüm. Gönlüm beni asla yanıltmaz!</div>
<div>
<br /></div>
<div>
Sevgiyle</div>
<div>
Mus</div>
<div>
<br /></div>
Anonymoushttp://www.blogger.com/profile/18306345052876545524noreply@blogger.com0