4 Ağustos 2015 Salı

Kozmetiğe hayır!

Tam kapıyı kapatırken aklına geldi genç adamın, parfüm sürmeden çıktım dedi kendi kendine. Duş yapmıştı, mis gibi sabun kokuyordu, annesinin onu küçükken yıkadığı saf sabun... Hala o kadar saf mı? Hala o kadar temiz miyim ve sabun beni temizliyor mu diye düşündü. Bir yandan asansörü bekliyor bir yandan geri dönüp dönmemeyi düşünüyordu. Dönmeyeceğim dedi kararlılıkla, dönmeyeceğim! Benim tenimin gül kokusunun üstüne neden o parfümü süreyim dedi, onlarca, yüzlerce lira para akıtılan ve insanlığa hiç bir yararı olmazken doğaya zarar veren o parfümü sürmeyecekti.
Pazarlamacıların, reklamcıların zihniyle oynayarak almaya ikna ettiği güzel bir parfümü vardı, herkeste çok beğeniyordu. Ama işte o bir zihin oyunu neticesinde bir sürü para verilerek alınmıştı! O para ile kaç çocuk okurdu ya da kaç aç doyardı... Iki gün önce bir arkadaşı ile konuşmuştu, arkadaşı ona insanların yardım için para bulamadıklarını söylüyordu... Ne garipti; restoranlarda, barlarda yiyilen içilenler, giyim kuşam ve parfümlere verilen paralar! 
Hayır dedi genç adam artık hayali stresle harcanan paraya hayır! Gerçek ihtiyacım ne ise ona harcayacağım dedi...
Bir huzur duydu, düşüncesi bile güzeldi. Şimdi yapması gerekiyordu ve yapacaktı! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder