8 Ocak 2014 Çarşamba

Life of Pi

Birşeyler ile yüzleşmek istiyorsan dibe vurmalısın, dibe vurmadan su yüzüne çıkılmıyor, farkındalıkları su yüzeyinde halletmek istiyorsan bunu başaramazsın, geçici tatminler elde edebilirsin. Pi'nin suda boğulmadan hayatta kalma çabası gibi, kendini aşağıya çekip sonra su yüzüne çıkmak, ağlamak... sonra, suçluluk, olabildiğince çaylak ve ne tepki vereceğini bilmeden salt suçluluk duygusu, kendini dövme isteği, isyan etme... 

halbuki bu bir imtihan, imtihan olarak görünce geliyor farkındalık, aydınlık sonra görünüyor, peki bu kalıcı mı? hayır, ben nasıl değişiyorsam dünya da değişiyor her dakika, her saniye, her an!

Tanrı'nın her an onunla olduğu, onun içinde olduğu gerçeği... evet Life of Pi'den bahsediyorum, yeni izledim, bugünmüş doğru gün... çok etkileyici bir film, izlemediyseniz kesin tavsiye ederim. Tam teslimiyetin nasıl olduğunu gördüm bu filmde. Ben korkularım ve endişelerim ile uğraşırken, okyanusun ortasında bir kaplanla başbaşa kalan çocuğu izlemek çok dokundu... 

korkuyorum evet
sevgiyi koyamıyorum karşısına
akamıyorum sana
akamıyorum hayata
beynim oyun oynuyor
senaryoları bırakmıyor
sus diyorum, sus 
dinlemiyor
dinletemiyorum...

Sevgiyle... 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder