18 Nisan 2014 Cuma

Koçluk reloaded

Kurumsal alışkanlık işte; kişisel gelişim eğitimleri... Yetkinlik matriksinde sen nerdesin, hedef nerde, aradaki gap için bir kişisel gelişim eğitimi... Yıllık planlar yapılır ve bir sürü powerpoint yoğun eğitime katılırsın filan... 

Bu powerpoint yoğun ve bittiğinde birşey hatırlamadığım eğitimlerden sıkılmaya başladığım bir dönemde, daha dişe kemiğe dokunur bir şey olması açısından koçluk eğitimine gitmeye karar verdim. Amacım kişisel gelişim, özellikle de liderlik yetkinliklerimin gelişimi idi. Gestalt Koçluk Programına gittim altı ay ve bir sürü şey deneyimleyerek öğrendim, sonunda da bir kişisel vizyon yazdım. Vizyonda benim kişisel gelişimim ya da liderlik yetkinliklerim ile ilgili bir şey yoktu, onu bırak cümlede ben yoktum. İnsan vardı, insanlara dokunmak vardı, farkındalıkların artırılması için ayna olmak vardı... Sonradan anladım, asıl gelişim, asıl büyüme insana dokunarak oluyormuş; her danışan sana bir öğretmen oluyormuş...

Amaç insana dokunmak olunca, benim gibi kendisi ile uğraşmayı seven, sınırlarını sürekli zorlayan 6 kişi ile yollarımız çakıştı. Tesadüfe bakın ki, en yakınımda, kendi şirketimde idi bu insanlar. Sevilay kurum içi koçluk dedi, yapmaya başladık, Ali eğitimler gönderdi, almaya başladık... Biz 7 kişi (bu yedi sayısının bir hikmeti var da, neyse...) bir arada bir şeyler yapalım dedik ve "Takım Koçluğu" fikri çıktı. Sağolsun Kamelya ve Nilgün eğitimi ayarladı ve eğitime katıldık. Ben kendimi biraz kötü hissettim baştan, Gestalt Koçu'yum ama Erickson eğitimi alıyorum diye, sonra iyi ki yapmışım dedim, farklı ekolleri tanımak benim zenginliğimi artırdı :)

Eğitim başladığında 7 farklı kişiydik, eğitim bittiğinde bir takımın üyesi 7 farklı kişi olarak ayrıldık. Yüksek Performanslı Takım koçluğu eğitiminde biz takım olmayı deneyimledik; vizyonumuzu oluşturduk, takım kurallarımızı, değerlerimizi, yol haritamızı... Biz kurumiçi koçlar olarak bireylere dokunurken artık takımlara dokunacağız, daha fazla insana ulaşacağız.

Çok yüksek performanslı bir takım olduk, çünkü çok iyi bir takım koçumuz vardı; Dr. Zerrin Başer. Bize hem eğitim verdi hem de bizim takım olma sürecimizde takım koçumuz oldu. Feyza Köseoğlu'da 3 gün bizimle birlikteydi ve bize  çok destek oldu.

Çok yüksek performanslı bir takım olduk, çünkü sevgimiz vardı, birbirimize ve insana olan güvenimiz, herkesin yüreği vardı ortada ve inanılmaz bir enerji. Enerji demişken, bir sabah eğitime Yi Jin Jing yaparak başladık ve uçtuk o gün uçtuk :) En önemlisi de farklılıklarımız vardı; farklı cinsler, farklı koçluk yaklaşımları, farklı dinler, farklı düşünceler, farklı görüşler (hele de Burcu'nun bize farklı yerlere götürmesi, Mehmet'in susarak konuşması yok mu)... hepsine saygı duyduk, herkesin tam ve eksiksiz olduğunu kabul ettik...

Şimdi sıra bu öğrendiklerimizi yaymaya geldi, sevgiyle insana dokunmaya. Biz bir takım olarak buna inandık, geliyoruz!








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder